Tokoha Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi’nden Nobuyuki Kurebayashi, “Türkiye’de bir bölgedeki okulun kalitesi ile diğeri birbirinden oldukça farklı. Önce bu farklar yok edilmeli. Nitelikli öğretmen yetiştirmeyi yeniden ele almalısınız” dedi.
Japonya’nın önemli üniversitelerinden 4 eğitim uzmanı, OECD’nin önerisi üzerine Türkiye’ye gelerek Ayazağa İlköğretim Okulu’nda uygulanan ‘Okulda Üniversite’ modelini inceledi. MEF Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Özcan’ın geliştirdiği proje ile ilgili bilgi aldı. Projenin uygulandığı bir sınıfa konuk olan akademisyenler, uygulamayı izledi. Öğrencilerle ilgilendi. Öğretmenlerin eğitim metodlarıyla ilgili sorular sordu.
Heyetin başında Tokoha Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi’nden Nobuyuki Kurebayashi vardı. Kurebayashi, beraberindeki ekiple birlikte Türkiye’de eğitim sistemini araştırdı, gözlem yaptı. Japonya’da öğretmen yetiştirme ve eğitim sistemleri konusunda çalışan Prof. Kurebayashi’ye göre Türkiye’nin eğitimde kaliteyi yakalaması tüm bölgelerde belli standartları sağlamasıyla mümkün. Ayrıca öğretmen yetiştirme konusunda da Türkiye’nin bir revizyona ihtiyacı olduğunu belirtiyor. Kurebayashi, Hürriyet’in sorularını yanıtladı.
– Japonya’da öğretmen eğitimi konusunda son uygulamalar neler?
Bizim öğretmen yetiştirmede asıl odaklandığımız nokta, standardizasyon. Ülkenin her yerinde aynı kalitede eğitimciler yetiştirmeye odaklanıyoruz. Öğretmen yetiştirmede okulda tecrübe kazanmak çok önemli. Öğretmen adayı öğrenciler, temel eğitimlerini aldıktan sonra, okullarda stajyer olarak çalışıyor. Bu stajyerlik dönemini uzatmaya çalışıyoruz. Örneğin üçüncü sınıfta öğrenciler dört hafta okullarda stajyer öğretmen olarak görev alıyor. Ancak son yıllarda daha erken sınıflarda staj yapan öğrencilerin sayısı arttı. Stajerlik süresini uzatırsak, dört yıllık lisans eğitimini bir sene daha arttırmamız gerekebilir. Bu nedenle yüksek lisansta da öğrencilerin okullarda rol almasını sağlamamız gerektiğini düşünüyorum.
ÇİN’DE ÖĞRETMENLER ORDU GİBİ
-Dünyada öğretmenlerle ilgili en çok konuşulan iki tip eğitim anlayışından bahsetmek mümkün. Biri özellikle Çin’de gördüğümüz disipline çok önem veren, öğretmen odaklı anlayış. Diğeri Avrupa ve Kuzey Amerika’da gördüğümüz öğrenciyi ön plana çıkaranlar. Japonya’da öğretmenler hangi kategoride?
Japonya’da öğretmenler, ilkokulda öğrencilere bir veli gibi yaklaşıyor. Sert ve çok disiplinel değiller. Ortaöğretimde disiplin ön planda. Öğrenciler ilkokula oranla çok daha disipline önem veren öğretmenlerden eğitim alıyor. Ben bu konuda bir araştırma yaptım. Avrupa tipi bir sınıf kurup disiplini geri plana iterek, öğretmen ve öğrencilerin daha çok yaklaşmasını sağladık. Ancak arada artık katılaşmış olan duvarı uzun bir zaman aşamadık. Çin’de bize göre öğretmenler çok daha disiplinli, onlar bir ordu gibi. Ancak Avrupa ve Kuzey Amerika’ya oranla bizim öğretmenlerin Çin’e daha yakın olduğunu söyleyebilirim. Avrupa’ya yakın yönümüz ise öğrencilerin tartışmasına imkan vermemiz. Diğer nokta da Japonya’da öğretmenler bir özveri ile çalışıyor, bu genel bir kültür.
– PISA 2012’de Japonya matematik, fen bilimleri ve okumada ilk 10’da yer alıyor. Bu başarıyı nasıl yakalıyorsunuz?
Japonya’nın önemli başarısı ülkedeki tüm okullarda benzer bir kaliteyi sağlayabilmiş olmasında saklı. Ülkede üniversite mezunu hemen herkes aynı şekilde yetişiyor. Öğretmenlerin niteliği çok önemli. Öğretmen kalitesi de PISA’daki başarımızda büyük yer tutuyor. Aynı zamanda eğitim verilen kaynaklarda hassas davranıyoruz. Japonya çeşitli kılavuz kitaplarla öğrencilerin işine yarayacak bilgi ve becerileri kazandırmaya çalışıyor. Tüm bunlar ülkenin başarısını koruyor.
ÖĞRETMEN YETİŞTİRME YENİDEN ELE ALINMALI
– Biz PISA’da ilk 40’ta bile yer almıyoruz. Türkiye’ye eğitim kalitesini artırmak için ne önerirsiniz?
Öncelikle Türkiye’de okullar arasında büyük farklar var. Bir bölgedeki okulun kalitesi ile diğeri birbirinden oldukça farklı. Önce bu sosyo-ekonomik farklar yok edilmeli. Tüm okulların belli bir seviyeye çıkarılması lazım. Bunun bir yolu da öğretmen yetiştirme sistemine odaklanmak. Türkiye, nitelikli öğretmen yetiştirmeyi yeniden ele almalı.
– ‘Okulda Üniversite’ projesini bu anlamda faydalı buluyor musunuz?
MEF Üniversitesi’nin eğitim çalışmalarını merak ediyordum. Bu sayede sadece öğrenciler değil, öğretim üyeleri de okullara giderek Türkiye’deki eğitimi içeriden tanıma fırsatı buluyor. Aynı zamanda sosyo-ekonomik açıdan geri kalmış bölgelerdeki okullar da nitelikli akademisyenler ile destekleniyor. Bu model öğretmenlerin kalitesinin geliştirilmesi açısından doğru projelerle çok etkili olabilir.
– Benzer bir projeyi Japonya’da gerçekleştirmeyi düşünür müsünüz?
Tabii ki olabilir. Fakat şu anda Japonya’daki mevcut eğitim sistemine bunu nasıl entegre edeceğiz, bunun üzerine kafa yormamız gerekiyor. Bunu hemen yarın uygulamaya koymak zor. Japonya’da da dezavantajlı bölgeler var. Ortak sorunlarımız bulunuyor. Oralardaki seviyeyi yükseltmek için ‘Okulda Üniversite’ modelinden faydalanılabilir.
Hürriyet Eğitim