Milli Eğitim Bakanlığı’nca (MEB) 2015-2016 eğitim öğretim yılında resmi örgün liselerde görevli 277 bin 188 öğretmenin katılımıyla “öğrenci devamsızlığı”, “akademik başarı”, “temel liselere geçiş”, “teknolojinin amacına uygun kullanımı”, “öğrenci disiplin durumu”nun araştırıldığı “Ortaöğretim İzleme ve Değerlendirme Raporu 2016” yayımlandı.
Ortaöğretim düzeyini değerlendirme amacını taşıyan rapor için oluşturulan çalışma grupları, 7 coğrafi bölgede 14 ilin milli eğitim müdürlüklerine ziyaretlerde bulundu. Bu ziyaretlerde il milli eğitim müdürlüğü yöneticileriyle toplantılar yapıldı.
Ayrıca o ilde görevli okul zümre başkanlarıyla toplantı yapılarak, gönüllülük esasıyla ilgili başlıklardaki görüşleri alındı. Toplantı sonunda zümre başkanlarına anket de uygulandı.
Hazırlanan raporda, il milli eğitim müdürlüğü yöneticileri ve o ilde görev yapan okul zümre başkanlarının görüşlerine yer verildi. İllerde uygulanan anket sonuçları raporda yer aldı.
Araştırmaya, 2015-2016 eğitim öğretim yılında resmi örgün ortaöğretimde görev yapan 277 bin 188 öğretmen katıldı. Örneklemin belirlenmesinde tabakalı seçkisiz yöntem kullanıldı. Araştırmanın örneklemini 7 coğrafi bölgeden ve 7 okul türünden belirlenen 941 zümre başkanı oluşturdu.
Araştırmada, “öğrenci devamsızlığı”, “akademik başarı”, “temel liselere geçiş”, “teknolojinin amacına uygun kullanımı”, “öğrenci disiplin durumu” başlıklarının her birinde 10-12, toplamda 55 maddeden oluşan anket kullanıldı. Ölçme aracı “hiç katılmıyorum”, “katılmıyorum”, “katılıyorum”, “tamamen katılıyorum” seçeneklerinden oluştu.
Ölçme aracı, araştırma ekibince ilgili literatür ve konuya ilişkin yasal dayanaklar taranarak oluşturuldu. Araştırmanın nitel boyutunda ise nicel boyuttaki konuları kapsayan açık uçlu 5 sorudan oluşan yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanıldı.
Öğrenci devamsızlığının nedenleri
Araştırma raporunun “öğrenci devamsızlığı” bölümünde, spor lisesi, güzel sanatlar, Anadolu imam hatip, mesleki ve teknik Anadolu liseleri okul türlerinde öğrenci devamsızlığının önemli bir gündem oluşturmasına karşın, bunu azaltmaya dönük beklenen düzeyde hedef belirlenmediğine işaret edildi.
Raporda, öğretmenlerin önemli bir bölümünün, “öğrencilerin devamsızlık konusunda yeteri kadar bilgilendirildiğini” düşündüğü, benzer biçimde “öğrencilerin okulda mutsuz oldukları için devamsızlık yaptığı” görüşüne katılmadığı belirtildi. Anadolu imam hatip, mesleki ve teknik Anadolu liselerinde öğretmenlerin yaklaşık yarısının, Karadeniz ve İç Anadolu bölgelerinde ise yaklaşık yüzde 40’ının “öğrencilerin okulda mutsuz oldukları için devamsızlık yaptığını” düşündüğü bildirildi.
Raporda, öğrenci devamsızlıklarına ilişkin özetle şu tespitlere yer verildi:
“Öğretmenlerin yaklaşık 3’te 1’i öğrencilerin kendilerini akademik açıdan başarısız algıladıkları için devamsızlık yaptığını düşünmektedir. Yüzde 70’i ise öğrencilerin keyfi olarak devamsızlık yaptığını düşünmektedir. Öğretmenlerin sınırlı bir bölümü (yüzde 21), öğrencilerin akran baskısı, zorbalık, şiddet gibi nedenlerden ötürü devamsızlık yaptığını düşünmektedir.
Öğretmenlerle yapılan görüşmelerde elde edilen bulgulara göre, öğrencilerin önemli bir bölümü farklı gerekçelerle YGS’den sonra sürekli bir biçimde devamsızlık yapmakta. Öğrencilerin bir bölümü yalnızca YGS puanıyla bir yükseköğretim programına yerleşmeyi planladığı için (LYS’ye katılmayacak öğrenciler) resmen olmasa bile fiilen okuldan mezun olduğunu düşündüğü için devamsızlık yapıyor. LYS’ye katılacaksa bu durumda sınava hazırlanmak için devamsızlık yapmakta. Bu sonuç okul-yükseköğretime geçiş sınavları ilişkisini ortaya koyması bakımından çarpıcıdır.”
Devamsızlık sınıf düzeylerine göre farklılaştırılabilir
Öğrenci devamsızlığına ilişkin “öneriler” bölümünde ise öğrencilere verilen devamsızlık gün sayısının, sınıf düzeylerine göre farklılaştırılabileceği belirtildi.
Bu anlamda YGS’den dolayı 12. sınıfların, diğer sınıflardan farklı düşünülmesi gerektiği vurgulanan raporda, buna örnek olarak da 9, 10 ve 11. sınıfta özürsüz olarak toplamda 20 gün, 12. sınıflarda toplamda 30-40 gün devamsızlık hakkı verilebileceği ifade edildi.
Raporda önerilen bir başka görüş ise öğrencilere tanınan devamsızlık hakkının, her ders için belirli bir ders saatiyle sınırlandırılması oldu. Bu sayede haftanın belirli bir gününde veya gün içinde belirli dersler için sürekli yapılan devamsızlıkların önlenebileceğine işaret edilen raporda, “Örneğin matematik dersinde bir eğitim öğretim yılında derslerin yüzde 15’inden daha fazla devamsızlık yapan öğrencilerin, bu dersten başarısız sayılmaları yönünde bir değişiklik söz konusu olabilir” görüşüne yer verildi.
Raporda, temel liselere ve özel okullara yönelik rehberlik ve denetim uygulamalarında devamsızlığın takibi konusuna da daha fazla ağırlık verilmesi gerektiği belirtildi.
“Akademik başarı için ders saatleri azaltılsın” önerisi
MEB‘in raporunda, akademik başarıya ilişkin tespitler de yer aldı. Buna göre, her okul türünde araştırmaya katılan öğretmenlerin yarısından fazlası, “ders saatinin azaltılarak sosyal, kültürel ve sportif etkinliklere ayrılan zamanın artırılmasının” akademik başarıyı olumlu etkileyeceği görüşüne katılırken, fen lisesinde bu görüşe katılan öğretmen oranının görece az olması dikkati çekti.
Araştırmaya katılan öğretmenlerin yüzde 92’si, “notların dışında verilecek ödüllerin akademik başarıyı olumlu etkileyeceği” görüşüne katıldı. Güzel sanatlar ve spor liselerinde ise bu görüşe katılmayan öğretmen oranının görece fazla olduğu tespit edildi.
Akademik başarı için “öneriler” bölümünde, şunlar belirtildi:
“Ön öğrenmelerin yeterliliğini belirlemek amacıyla ortaokul ve lise öğretim programlarının ne düzeyde uyumlu olduğu araştırılabilir. Öğrenci başarısını etkileyen önemli bir değişken olarak görülen okul ortamlarının özellikleri, bu amaç doğrultusunda incelenerek gerekli düzenlemeler yapılabilir. Aile özellikleri belirlenerek gerekli görülen velilerin aile eğitim programlarına katılmaları teşvik edilebilir. Ortak sınav uygulamasının sonuçları okul türü bağlamında ele alınarak yeniden düzenlenebilir. Sosyal, kültürel ve sportif etkinliklerin gerçekleştirilebilmesi için gerekli fiziki yapı ve malzeme teminine yönelik olarak Gençlik ve Spor ile Kültür ve Turizm bakanlıklarıyla merkezi ve yerel düzeyde yapılan protokoller artırılabilir. Öğrencilere notların dışında hangi ödüllerin, hangi durumlarda verilebileceğine ilişkin ayrıca bir araştırma yapılabilir.”
Temel liselere geçiş nedenleri
“Temel liselere geçişler, okuldaki başarıyı olumsuz etkilemiştir” maddesine olumlu görüş belirten öğretmen oranı, yüzde 51 olarak belirlendi. Raporda, buna ilişkin “Bu durum temel liselere geçiş yapan öğrencilerin, okulun en iyi öğrencileri olmasa da iyi öğrencileri olduğunu ve bu geçişlerin okuldaki başarıyı olumsuz etkilediğini gösteriyor” değerlendirmesine yer verildi.
Öğrencilerin temel liselere geçiş nedenleriyle ilgili maddelere yer verilen raporda, “Temel liselere geçişlerin öğrenciler açısından en önemli nedeninin devamsızlık konusunda sorun yaşamamak ve yüksek not almak olduğu ifade edilebilir.”
Raporda, okullarda yapılan destekleme ve yetiştirme kurslarının, öğrenci ihtiyaçlarını karşılama düzeyine ilişkin bilgiler de yer aldı. “Okullarda yapılan destekleme ve yetiştirme kursları, temel liselere geçişleri azaltmıştır” maddesine olumlu görüşler genel toplamda yüzde 53 iken, bu oran sosyal bilimler liselerinde yüzde 57, fen liselerinde ise yüzde 78 olarak belirlendi.
Temel liselere ilişkin önerilerin bulunduğu raporda, şu ifadeler kullanıldı:
“Temel liselerle ilgili en önemli sorun olarak, bu liselerdeki öğrencilerin notlarının abartıldığı ifade ediliyor. Bu sorunun giderilmesi için özel öğretim kurumları tarafından denetimler artırılmalı. Temel liselere geçişleri önlemek için okullardaki destekleme ve yetiştirme kurslarının niteliğini artırmak gerekir. Dershane mantığıyla çalışan temel liselerin en önemli avantajı bol soru çözmeleridir. Bu durum öğrencilerin temel liseye geçişlerini artırmakta. Bunu azaltmak için EBA’daki kazanım kavrama testlerinin nicelik ve nitelikleri artırılmalı. “
Teknolojinin amacına uygun kullanımı
Bakanlığın araştırmasında, “teknolojinin amacına uygun kullanımına” ilişkin de ortaya çıkan tespitlere ilişkin önerilere yer verildi. Bu kapsamda, yeni teknolojilerin eğitim amaçlı kullanılması ve buna paralel olarak yeni projelerin hayata geçirilmesinde başarı sağlanabilmesi için öncelikle bilgisayar okuryazarlığının yaygınlaştırılması ve öğretmenlere yönelik ilave eğitimlerin sunulmasının büyük önem taşıdığı belirtildi.
Fatih projesine yönelik olarak gerek akıllı tahtaların kullanımı gerekse EBA’nın içerik ve kullanımına ilişkin dile getirilen sıkıntıların büyük bir kısmının, teknolojinin etkin kullanılamamasından kaynaklandığı görüşü öne çıktı.
Öğrencilerin disiplin durumu
Raporda, “Disiplin sorunlarının azaltılması için yapılması gereken en önemli şey, ortaöğretim kurumlarındaki öğrencilerin sosyal, kültürel ve sportif etkinliklere daha fazla yönelmelerini sağlamak. Araştırma sonucundan elde edilen bulgular, enerjisini bu tarz faydalı alanlara kanalize eden öğrencilerin daha az disiplin olayına karıştığını gösteriyor” bilgisine yer verildi.
Disiplin sorunlarının fazla yaşanmasında etkili bir diğer faktörün, okulun çevresel özellikleri olduğuna işaret edilen raporda, “Nispeten şehir dışında olan ve merkezdeki çarşı, kafe ve dış etkenlere açık yerlerden uzak okullarda daha az disiplin sorunları yaşanmakta. Bu doğrultuda, okulların merkezden uzak alanlara konumlandırılması bir çözüm olabilir.” değerlendirmesinde bulunuldu.