Merhabalar..
Öncelikle yeni eğitim yılımıza başlayalı birkaç gün olmuşken hepimize başarılı ve sağlıklı bir eğitim-öğretim yılı dilerim. Bazılarımız için yeni başlangıçlar, bazılarımız için yuvaya dönüş, bazılarımız için belki de yeni ve mecburi bir değişiklik anlamına gelen okullarımızda yaşanabilen bir durumdan bahsetmek istiyorum bu yazımda. Okul Fobisi..
Keyifli okumalar..
Literatür tarihçesi nedir? Okul Fobisi nedir? Kaynağı ne olabilir? Durumla başa çıkabilmek için bir takım öneriler, konu başlıklarım olacaklardır.
Okul Fobisi (school phobia) ilk olarak 1913 yılında İsviçreli Psikiyatrist Carl Jung tarafından tanımlanmış olup, daha sonralarda ise 1941 yılında Johnson ve arkadaşları tarafından yapılan çalışmalarda yer almış bir konudur. İngiltere de okulu reddetme (school refusal) olarak eş değer tanımlanmış olan okul fobisine baktığımızda 100 yıl önce bile psikiyatristlerin ve psikologların üzerinde araştırmalar yaptığı, psikoloji biliminin ise kabul ettiği bir durum olarak literatürde yer almaktadır.
Aslında hepimiz yeni ve bilinmeyen bir ortama gireceğimiz zaman kaygı ve korku yaşayabiliriz, bu doğal bir şeydir. Yetişkin olduğumuz ve bir şeyleri kontrol edebildiğimiz için de bu kaygının ve korkunun büyük bir kısmını bastırır, kendimizi telkin eder, rahatlatır ve yeni süreçlere, ortamlara alışma sağlarız. Aslında bunu böyle yapmayı yetişkin olma sürecinde bir şekilde öğreniriz, -hayat bize öğretir- ama bu mekanizmanın çalışmadığı ve henüz bu kaygı kontrol durumunu başaramayan birileri vardır. Çocuklarımız.. Anasınıfına veya ilkokula gidecek olan çocuklarımız için bu yeni başlayan okul sistemi aslında bir nevi bilinmeyen şeyden korkma durumudur. Unutulmaması gereken önemli nokta okul fobisinin doğal bir kaygı olması, geçici bir süreç olması ve çocukla bu doğal durumu kabul ederek, sabırlı bir şekilde çalışılması gerektiği oluşudur.
Biz yetişkinler duygularımızı, kaygılarımızı çok daha rahat şekilde ifade edebilirken, çocuklar bunu davranışlarıyla gösterir, yani tam okul zamanına yaklaşırken oluşan mide bulantıları, karın ağrımaları okula gitme eylemi ertelenince veya ortadan kaldırılınca çoğu zaman geçer. Bu durumda ‘kaygı duyuyorum, korkuyorum, başaramam’ diyemeyen çocuğumuz olayı karnım ağrıyor, midem bulanıyor, çok hastayım söylemlerine dönüştürür.
Okul fobisinin bir diğer kaynağı da çocuğun güvenli ortam (evi) güvenli kişilerden (anne, baba veya bakımını yapan kişiler ) ayrılma korkusudur. Anneye çok bağımlı olarak yetişmiş olan çocuk ”Okulda benimle kim ilgilenecek?’, ”Ben evden gidersem annem ne yapacak?”, ”Ya aileme bir şey olursa?” gibi düşüncelerle kaygısını besleyecek ve okula gitmek istemeyecektir. Ebeveyn yanlış tutumlarından kaynaklanan ve sağlıklı bir ayrışmanın gelişmediği ailelerde kişilerin yaşadığı kaygılar da kolayca çocuğa geçebilmekte ve bu durum çocuğu olumsuz etkileyebilmektedir.
Sadece anasınıfı veya ilkokula başlarken yaşanabilen bir durum değildir okul fobisi. Ara sınıflarda ya da ortaöğretim kademesinde de görülebilmektedir. Bu durumu tetikleyen ve ortaya çıkmasına neden olan bazı durumlar yaşandığında çocuklarda kendini okul fobisi olarak gösterebilmektedir. Bu durumlardan bazıları;
- Aile bireyleri çok bağlı ya da bağımlı bir tutum,
- Evde oluşmuş çatışmalı bir ortama tanıklık etme,
- Kardeş doğumuyla beraberinde gelen ‘Ben okuldayken kardeşim anneme daha çok yakınlaşacak’ gibi düşüncelerle oluşan kardeş kıskançlığı durumları,
- Çocuklar için anneden veya ev üyelerinden birisinden ayrılma sayılabilecek her olay
- Hastalanma
- Seyahat için evden uzaklaşma
- Boşanma veya aile içi huzursuz durumlar
Okul fobisiyle baş etme ve bu durumu çözmede aileye verilebilecek bazı öneriler vardır.
- Okula devam bu süreç için çok önemli bir noktadır. Okula gitmemek kesinlikle bir çözüm değildir. Çocuk okula gitmedikçe, evde kaldıkça ve yeni ortamına alışmaya çalıştırılmadıkça süreç herkes için zorlaşacaktır. Ne olursa olsun geç gidilecek olsa dahi çocuğun okula gitmesi sağlanmalıdır.
- Aile bireylerinin-varsa- kişisel kaygılarını kontrol etmeleri ve çocuğa yansıtmamaları gerekir.
- Çocuğun korkularını kabul edip, bu korkular hakkında onunla konuşup ona yardımcı olmaya çalışıldığını hissettirmek gerekir. Korkularını ifade etmesi sağlanmalıdır ama sürekli bu konu gündeme gelmemeli, çocuk kendini baskı altında hissetmemelidir. Oryantasyon haftalarına, okul tanıtım günlerine katılım, okulu tanıması için yararlı olacaktır.
- İlkokula başlamadan önce çocuğun temel bakım ihtiyaçlarını karşılayabilen bir birey olması sağlanmalıdır. Okulda annesi olmadan kendini ihtiyaçlarını karşılayabilir hissetmesi gerekir.
- Çocuğun akranlarıyla kaynaşması sağlanmalı ve arkadaşlarıyla iletişim kurma yönünden destekleniyor olması gerekmektedir.
- Kırtasiye alışverişini beraber yapmak, eşyalarını onun seçmesini sağlamak motivasyon açısından destekleyici olacaktır.
- Ev ortamı düzenlenmeli, yeterli uyku saati için okula başlamadan önce erken yatmaya alıştırılması sağlanmalıdır.
- İlk günlerden sonra, okula ayrılmak istemediği velisi yerine bir başkası veya servis ile ulaşımı sağlanmalıdır.
- Yapılacak olan en ufak tereddüt veya geri adım, fobiyi tetikleyen bir unsur olabileceği unutulmamalıdır.
- Sınıf öğretmeni ve Rehberlik Servisiyle iş birliği yapmak, durumu onlara bildirmek süreç için faydalı bir adım olacaktır.
Seçil KORKMAZ’ın tüm yazıları için tıklayın.
Bu yazının tüm hakları ozancorumlu.com’a aittir. www.ozancorumlu.com biçiminde aktif bağlantı kurulabilir, açık kaynak gösterilmek kaydıyla içerik kullanılabilir. Açık kaynak göstermeden yapılan alıntılar için yasal takip yapılacaktır. ©