Özel Ders
Disleksi

Disleksi

Merhabalar..

Dünya Disleksi Farkındalık Günü olarak kabul edilen 1-7 Kasım’ın üzerinden birkaç gün geçmişken ben de bu konuda farkındalık yaratmak için nacizane bir şeyler yazmak istedim.

Nasıl bir ormanda çeşit çeşit ağaç var ve biz bu ağaçların türlerini her birini özel olarak tanımlayarak bilmek durumundaysak, toplumda farklı özellikler taşıyan ve farklı gelişen çocukların özelliklerini de bilmek durumundayız. Toplumlar da tıpkı ormanlar gibi çeşitliliğiyle güzeldir. Bu çeşitlilik içinde birbirimize saygı duymak da en büyük sorumluluk ve gerekliliklerden bir tanesidir. Bir de Aamir Khan “Her Çocuk Özeldir” filmini şiddetle izlemenizi tavsiye ederim, tam da bu konuyu anlatan müthiş film sayesinde konuya bakış açınızın biraz daha değişeceğine eminim..

Her şey ben ilkokula yazıldıktan sonra başladı. Bir akşam evde ders çalışırken annemin bana tuhaf baktığını fark ettim. Yazdıklarımı dikkatle inceledikten sonra mırıldandı. Az sonra elinde düz beyaz bir kâğıtla çıkageldi.“Bir ağaç çiz” dedi, bana.Çizdim. Önce köklerini, sonra aşağıdan yukarıya doğru gövdesini ve daha sonra dallarını ve yapraklarını… Ben çizerken annem “Allah Allah” diye söyleniyordu. Sonra kendisi bir tane çizdi. Önce kalın bir gövde, sonra dallar ve yapraklar, en son kökler… Ne fark eder ki?..Sonra yazı yazdırdı. Yazdım. Hemen yanına kendisi yazdı. Baktım B’leri, D’leri, N’leri benimkilere benzemiyor. Onunkiler ters. Sabah ayakkabılarımı bağlarken (ben hala bağlayamıyordum)- “Öğretmenin bu yazdıklarına bir şey demiyor mu? Diye sordu. Zaman zaman bana kızdığını söyledim. Tahta da yazılanları deftere geçirirken zorlandığımı, gecikince de “Tembel” diye fırça yediğimi anlattım. “Niye zorlanıyorsun?” diye sordu annem. “Çünkü tahta da yazılanlar da senin gibi…” dedim. “Ters aynı…”Öyleydi gerçekten de, benim “ev” diye yazdığımı sınıftakiler “ve” diye okuyorlardı. N’leri, P’leri, K’ları ters yazıyorlardı. Herkesin sağ bildiği benim solumdu. Tahtadakileri defterime geçirirken düzeltmeye çalışıyordum. O yüzden gecikiyordum.O gün öğleden sonra annem okula geldi. Öğretmenle bir şeyler konuştu. Ertesi günde kapısında “Davranış Bilimleri Enstitüsü” yazan bir yere götürdü. “Bak bu abla doktor. Seninle biraz konuşacak” dedi. Güler yüzlü bir abla adını söyleyip tokalaşmak için elini uzattı. Uzattığı eli tersti. Tokalaşamadık. Sonra o da bir şeyler yazıp çizmemi istedi. Bunun çocuklarda çok sık rastlanan bir sorun olduğunu söyledi. O sözcüğü ilk kez orada duydum…. DİSLEKSİ….Doktor dönüp arkasındaki dosyalardan bir kâğıt çıkardı. – “Bu çizimler ve yanındaki notlar Leonardo da Vinci’ye ait” dedi. Yazılar bana çok tanıdık geldi. Benim gibi düz yazan birini bulmuştum işte. Sonra masanın üstündeki aynayı elindeki kağıda tutup bize gösterdi. Annem hayretler içinde kaldı. Notlar onların diline tercüme edilmişti sanki. Ayna bir şifre çözücü gibi düzeltmişti yazıları… Doktor abla bunun bir hastalık değil, bazı çocuklar da rastlanan türden bir bozukluk olduğunu anlattı uzun uzun. Disleksilerin bazı harfleri ve sayıları ters yazdıklarını, ancak bunun bir zekâ eksikliğinden kaynaklanmadığını, hatta tersine, disleksil çocukların çoğunda üstün zekâ saptandığını söyledi.Edison’un, John Lennon’ın, Michelangelo’nun, Steven Spielberg’in, Prens Charles’ın,  J.F. Kennedy’nin disleksil olduklarından söz etti. Yine bir disleksil olan Einstein’ın okumayı 9 yaşında söktüğünü ve normal okulda başarılı olamayınca da babası tarafından askeri okula yazdırıldığını anlattı. – “ Bu saydığım isimlerin hepsi birer dahi idi. Bize göre ters yazmalarına itiraz edilmediği, tersine hoşgörü ile bakıldığı için dehalarını kanıtlayabildiler.” Dedi.Çıktığımızda hastalığımı sevmeye başlamıştım. Yanılmamıştım işte. Ben değildim ters yazan onlardı…. Farklılığımdan utanmamaya başladım. Ertesi gün okula cebimde bir ayna ile gittim. Ayna benim tercümanım olmuştu adeta. Yazdıklarımı onların diline çeviriyordu. Onların yazdıklarını da benim için düzeltiyordu. Ancak o gün resim dersinde koptu kıyamet. Öğretmen hepimizden bayrak çizmemizi istemişti. Bir ay yıldız çizip, boyayacak ve sıramızın üzerine asacaktık. Önce yıldızı çizip, yanına bir hilal kondurdum. Sonra öğretmen tepemde bitti. “Bu hilal ters” dedi.“Hayır, düz “ dedim. Kâğıdı önümden çekip, sınıfa gösterdi.“Sizce bu hilal ters mi, düz mü?” diye sordu. Çocuklar hep bir ağızdan “ ters, ters” diye bağırmaya başladılar. Öğretmen tahtaya kalkıp doğrusunu çizmemi istedi. Kalktım, çizdim. Sınıf katıla katıla gülüyordu. Öğretmen “bak yine ters yazıyor” diye bağırdı. “Sen benimle alay mı ediyorsun? Bu ülkenin bayrağını ters çizemezsin herkes gibi çizeceksin” diye gürledi. Korkarak cebimden aynamı çıkardım. Tahtaya doğru tutup bakmalarını istedim. Aynaya yansıyan görüntü tam onların çizdiği gibiydi. Tersti. Aldırmadılar… Hem alay ediyor, hem öfkeyle “Düz çiz… Düz çiz” diyordu. Öğretmen, elimi avuçlarının içine aldı ve zorla bana ters bir hilal çizdirdi. Sınıfa döndü “Şimdi düz mü?” diye sordu. Herkes hep bir ağızdan düz dedi. ”Haydi, şimdi yerine” dedi öğretmen. İşte ben de terstim artık. Sırama doğru yürürken ensemde öğretmenin sinirli ses dalgalarını hissettim. “ Sözümü dinlerseniz, yarın hepiniz birer Leonardo olabilirsiniz.” diyordu. Güldüm. Oturduğumda ay, tahtadan ters ters bana bakıyordu.

Bu satırların sahibi de usta bir kalem.. “Ormanın” güçlü yazarlarından bir tanesi Can Dündar..

Çocukluğunda yaşadıklarını samimi bir şekilde okuyucuya sunarken, aynı zamanda disleksiyle empatimizi güçlendirmemizi de sağladı.

Nedir Disleksi?

Amerikan Psikiyatri Birliğine göre; okuma bozukluğu olarak bir tür öğrenme bozukluğu olarak tanımlanır. Diğer öğrenme bozuklukları ise Matematik Bozukluğu ve Yazılı Anlatım Bozukluğudur.

Disleksi bir zeka geriliği ya da görme-işitme ile ilgili bir bozukluk değildir. Disleksi okumayla (örneğin; sağdan sola okuma, yanlış okuma, okuduğunu anlamama) ve yazmayla (örneğin; yanlış yazma, harflerin yerini değiştirme) sınırlı bir öğrenme bozukluğudur. Genetiğin getirdiği kalıtımsal özellikler bir çok bozuklukta önemli rol oynadıkları gibi Dislekside de direkt olarak okumayı etkileyen bir faktör olarak kabul edilir.

Disleksi de görülen özellikler;

  • Okuma da zorluklar ve gecikmeler olur.
  • Yazı bozuklukları çok görülür.
  • İmla ve noktalama da hatalar yapılır.
  • d ile b,  p ile b harflerini karıştırılır.
  • Okuduğunu anlamada sorun yaşanır.
  • Okurken sık sık harfler karıştırılır. (“dağ” yerine “bağ”, “sal” yerine “şal” vb)
  • Harflerin sırası karıştırılır. (“kız” yerine “zık” veya “ızk” gibi)
  • Benzer kelimeler birbirine karıştırılır. (“incir” yerine “zincir”, “en” yerine “ne” vb)
  • Bazı kelimeler yanlış hecelenir, hece atlanır, heceler tersten okunur – yazılır.
  • Sesli okuma sırasında vurgulamalar inişli – çıkışlı olur ve noktalama işaretleri görülmez.
  • Dil problemleri görülür.
  • Yön (yukarı, aşağı gibi) ve zaman (önce, sonra, dün, yarın gibi) kavramları konusunda sorunlar yaşanır.

Bu durumlara örnek oluşan durumlarda aileler mutlaka bir uzmanla iletişime geçmelidir. Okulda verilen eğitime ek olarak bazı özel çalışmalarla çocuğun okuma yazma seviyesi geliştirilir. Her şeyden önce sabırlı olmalı, çocuğun güvenli ve destekleyici bir ortamda eğitimini alması sağlanmalıdır. Sakin, tutarlı ve sağduyulu bir aile yaklaşımı çocuğun içinde bulunduğu zor durumda biraz olsun rahatlamasına yardımcı olacaktır. Okul aile işbirliği her zaman olduğu gibi burada da çok önemli bir unsurdur. Öğretmen ve Rehberlik Servisi ile iş birliği kurulmalıdır. Kendimize hep hatırlatmalıyız ‘Her Çocuk Özeldir!’ ve bütün özellikleriyle kabul edilmeyi hak eder…

Dilerim bütün çocuklar doğru iklimlerde, doğru topraklarda bütün çeşitlilikleriyle var olurlar ve desteklenirler ve yeşermeye fırsat bulurlar..

Kaynaklar:

  • Hayati Akyol-Mustafa Yıldız Okuma Bozukluğu Olan Bir Öğrencinin Okuma Yazma Becerisinin Gelişmesine Yönelik Bir Durum Çalışması
  • Doç. Dr. Norma Nozan Okuma Güçlükleri

Seçil KORKMAZ’ın tüm yazıları için tıklayın.

Sitemizdeki tüm içerikten mail yoluyla haberdar olmak istiyorsanız, aşağıdaki kutucuğa e-mail adresinizi yazıp abone olabilirsiniz. Aboneliğinizi tamamlamak için e-postanıza gelen maili onaylamayı unutmayın.

Bu yazının tüm hakları ozancorumlu.com’a aittir. www.ozancorumlu.com biçiminde aktif bağlantı kurulabilir, açık kaynak gösterilmek kaydıyla içerik kullanılabilir. Açık kaynak göstermeden yapılan alıntılar için yasal takip yapılacaktır. ©

Değerlendirme

Bu yazı işinize yaradı mı ?
User Rating: 2.63 ( 2 votes)

Hakkında Seçil KORKMAZ

20.Ekim.1991 yılında Marmaris'te doğdu. İlkokul, ortaokul ve lise eğitimini Marmaris'te tamamladıktan sonra 2015 yılında Yeditepe Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümünden mezun oldu. Şu anda Marmaris'te bulunan özel bir kolejin ilköğretim kademesinde Psikolojik Danışman olarak görev yapmaktadır.You've arrived at Australia's best casino and entertainment complex—the Wolf Winner Casino! Wolf Winner, centrally located in Sydney, is a great venue to spend the evening with loved ones or professional associates. All of the slots and casino games at wolf winner casino australia are powered by cutting-edge software.

Buna da Göz At

Yaktın Bizi Ömer Dayı

Yaktın Bizi Ömer Dayı

55Paylaşım Facebook’ta Paylaş49 Twitter’da Paylaş3 Beğen!0 Yorum Yaz2 Facebook Messenger’da Paylaş Pinterest1 WhatsApp LinkedIn0 Print0 …

Tartışmaya Katılın

Disleksi

Share via

İletişim

Bu bölümden sitemiz hakkında yorum, görüş ve isteklerinizi, hak ihlallerini, Özel Ders ve Reklam/Sponsorluk taleplerinizi iletebilirsiniz.

Kişisel bilgileriniz kesinlikle 3. kişilerle paylaşılmaz.

Teşekkürler!
Mesajınız bize ulaştı.
24 saat içerisinde size geri dönüş yapacağız.

Sosyal Medyada Bizi Takip Et!

Teşekkürler!

Bunu arkadaşınla paylaş