17 Eylül’de okullar açılıyor. Özellikle okula yeni başlayacak çocukların bu dönemde desteğe ihtiyacı olacak. Uzmanlar uyum sürecine dikkat çekiyor, çocuğun okulda kendini güvende ve rahat hissetmesi için zamana ihtiyacı olacağını hatırlatıyorlar.
Bu yıl yeni eğitim yılı 17 Eylül’de başlayacak. Yaklaşık18 milyon öğrenci ders başı yaparken, ilkokula başlayan çocukları da bir uyum süreci bekliyor. MEF Okulları Rehberlik ve Psikolojik Danışmanları bu süreçte yapılması gerekenleri anlatıyor:
ZAMANA İHTİYAÇ VAR
Uyum sürecine etki eden durumlar incelediğinde; çocuğun kişilik yapısı, aile içi ilişkiler, endişeli anne baba tutumları, daha önceki okul yaşantısı, okul kavramı ve okul hakkındaki ön bilgiye sahip olmaması gibi çeşitli faktörler görülüyor. Çocuğun okulda kendini güvende ve rahat hissetmesi için zamana ihtiyacı olacak. Tüm insanlar gibi çocuklar için de, bulundukları ortamda sevgi ve güven ilişkisinin olması oldukça önemli.
DEVAMSIZLIK İYİ DEĞİL
Çocuğun okula tümüyle uyum sağlayabilmesi, okul yaşantısını düzenli sürdürebilmesiyle ilişkili. Okula sürekli devam eden çocukların devamsızlık yapan çocuklara oranla okula uyum süreçleri, daha hızlı oluyor. Bu süre içerisinde hiç sorun yaşamadan uyum sağlayan ve bu dönemi rahat atlatan çocuklar olduğu gibi, geçici sorunlar yaşayan ya da okul fobisi yaşayan çocuklar da olabilir.
ANNE-BABANIN TAVRI ÇOCUĞU ETKİLİYOR
Anne-babanın çocuğu okula bırakırken, kararlı ve huzurlu bir ifade ile yaklaşması, sözlü ya da beden dili ile olumlu mesaj vermesi, çocukta okula olan güven duygusunun oluşmasını destekliyor. Ailenin çocuktan habersiz ayrılması veya gözleri ile bile olsa ‘Keşke çarem olsa da seni alıp gidebilsem’ mesajını veren ifadesi, çocuğun uyum sürecinin uzamasına neden oluyor. Çocuktan ayrılırken kararsız bu tutumun sürdürülmesi, çocuğun mutsuzluğunun ve güvensizliğinin oluşmasına neden olur.
OLUMSUZ ALGIYI ÇOCUKLA PAYLAŞMAYIN
Okulla ilgili yaşanan olumsuz bir algıyı çocukla paylaşmak ve sürekli çocuğu merak sorular ile sorgulamak, çocukta ‘acaba bu okulda başıma bir şey gelir mi’ endişesinin oluşmasına neden olabilir. Anne babaların çocuklarından ayrılmak istememesi ve bu konuda suçluluk duymaları, ayrılma kaygılarını arttırabilir. Bu süreç uzadığında, okul fobisi ortaya çıkabilir. Okul fobisi ile karşılaşıldığında, bunun nedenleri çok iyi araştırılmalı ve çocuk mutlaka okula devam konusunda yüreklendirilmeli. Anne babalar çocuklarına okulla ilgili bilgi verirken, kendi kaygılarını çocuğa hissettirmeden, okulun yeni ve eğlenceli şeylerin öğrenildiği, yeni arkadaşların edinildiği bir ortam olduğunu anlatmalı.
OKULUN İLK GÜNÜ KALİTELİ ZAMAN
Okulun ilk gününün ardından, evde çocukla birlikte geçirilen özel ve kaliteli zaman da önemli. Eve dönen çocuğa, ilk gün kutlaması yapılabilir. Böylece çocuğa, okulda nasıl vakit geçirdiğini anlatabileceği bir ortam sağlanmış olur. Anne babalar, kendi okul deneyimlerinden, arkadaşlarıyla nasıl tanıştığından ve olumlu, eğlenceli okul anılarından bahsedebilir. Okula uyum sürecini ve okul yaşantısını daha verimli ve mutlu kılabilmek için, çocuklara öncelikle sevgi ve koşulsuz kabul gösterilmeli. Yeni girdikleri bu ortamda kendilerini güven içinde hissetmeleri için, her türlü desteğin verilmesi gerekir. Çocukların her birinin farklı duyguları, düşünceleri ve kendilerine özgü davranışları olduğunu bilmek önemli. Çocuğu, diğer çocuklarla kıyaslamamalı. Çocuğun okula başladığı yeni dönemde tam güven geliştirebilmesi için, zamana ihtiyacı var. Bu dönemde çevresini gözlemleyip toplumsal kuralları benimsemesi, arkadaşları ve öğretmenleri ile iletişim kurmayı öğrenmesi, ailesi tarafından yüreklendirilmesi duygusal olarak çocuğu güçlendirecek.
Hürriyet Eğitim