MEB’den izinli geldiklerini öne sürerek, velilere piyasa değerinin çok üstünde fiyatla eğitim seti satan bazı firmalar, haksız kazanç elde ederken, mağduriyetlere de neden oluyor.
Satış için genellikle akşam saatlerini tercih eden firma temsilcileri, daha önceden belirledikleri adreslere giderek, vatandaşlara Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) bilgisi dahilinde çeşitli kitap, öğretici CD ile tablet bulunan eğitim setlerini taksitle sattıklarını anlatıyor. Gittikleri evde, öğrencinin başarısız olduğu dersler ve okuldaki durumu hakkında velilere bilgi vererek onların güvenini kazanan kişiler, eğitim seti karşılığı ailelere binlerce liralık satış sözleşmesi imzalatıyor.
Eğitim setini iade etmek isteyen kişilerin, 14 günlük koşulsuz cayma hakkını kullanmasını da çeşitli yöntemlerle engellemeye çalışan firmalar, mağduriyetlere neden oluyor.
Tüketici Sorunları Derneği (TÜSODER) Genel Başkanı Avukat Rıdvan Yıldız, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, kapıdan satışlarda tüketicilerin 14 gün içinde cayma hakkının bulunduğunu söyledi.
Derneğe gelen şikayetlerde vatandaşların aldatıldığına şahit olduklarını anlatan Yıldız, “Bu işin failleri velilerin bir şekilde güvenini sağlıyor, MEB’den geldiklerini söylüyor. Öğrencinin durumuyla ilgili bilgiler de paylaşıyor. Veli de bu kişilerin Bakanlıktan geldiğini düşünüyor” dedi.
Yıldız, çocuklarının derslerinin iyi olması için bu ürünlere bilmeden fahiş bedeller ödeyen vatandaşların bir süre sonra satış iptali için muhatap bulamadıklarını söyledi.
Kapıdan satışlarda vatandaşlara senet de imzalatıldığına dikkati çeken Yıldız, “Daha sonra vatandaşlara hiç beklemedikleri kişiler tarafından icra takibi başlatılıyor. Hatta bazı satışlarda senedin miktar kısmı boş bırakılıyor. Boş bıraktığınızda 2 bin liralık ürün için 30 bin lira da yazılabiliyor. Bu borçla icra takibi yapılıyor. Sonra borcun asıl kısmını ispat etmek çok zor oluyor” diye konuştu.
Yıldız, öğrencilerin notlarının girildiği sistemdeki bilgilerin kapıdan satış yapan bazı firmalar tarafından ele geçirildiğini düşündüklerini belirterek, şöyle devam etti:
“Bu bilgiler için ya içeriden ulaşabilen personeller aracılık ediyor ya da hackerlar vasıtasıyla dışarıdan bir bilgi sızdırması söz konusu. Bu noktada gelen şikayetleri MEB’in ciddi şekilde gözden geçirmesi gerekli. Öğrenci bilgisinin bulunduğu sistemde açık kapı var. Bu konuyu bilişimci arkadaşlarımızla da konuşuyoruz. Onlar da ‘Öğrencileri ilgilendiren bilgilerin yapıldığı yazılım sistemlerinin geçmişte FETÖ elemanlarına yaptırdıklarını bildiklerini, bunların açık kapı bırakma ihtimalinin çok yüksek olduğunu’ söylüyorlar. O yüzden bu sistemlerin kimin yaptığının tespit edilmesi gerekli. Verileri başka şekilde sızdırmak için açık kapı bırakmış olabilirler. Arkadaşlarımız bu ihtimalleri değerlendiriyorlar. Yaşanan soruşturmalardan da takip ettiğimiz üzere sızdırmanın olma ihtimali yüksek.”
“Dolandırıcıların sermayesi kişisel veriler”
Bu sistemlerin acilen denetlenmesi gerektiği söyleyen Yıldız, veri güvenliği sağlandığı takdirde öğrencilerin ders durumları hakkında bir başkasının bilgi sahibi olamayacağını, kapıdan satışta aldatmaların önüne geçilebileceğini söyledi.
Yıldız, kapıdan satışlarda birçok taktik uygulandığını anlatarak, “Dolandırıcıların sermayesi kişisel verilerdir. Bu veriler üzerinden algı yönetimi yapıyorlar” dedi.
Tüketici Koruma Derneği (TÜKODER) Genel Başkanı Haşmet Atahan ise çok sayıda velinin, “İşyeri Dışında Kurulan Sözleşmeler” olarak yasada tanımlanan satış türünde, cazip tanıtımların etkisiyle öğrencilerin çok da yararlanamayacağı okul eğitim setlerini aldığını söyledi.
Atahan, satıcıların çocukları için her türlü fedakarlığı yapmaya hazır velilerin durumunu kullandığını belirtti.
Bazı pazarlamacıların, ürünlerin MEB’in izniyle satıldığını öne sürerek, eğitim setlerini almanın zorunlu olduğu algısı oluşturduğuna dikkati çeken Atahan, şöyle konuştu:
“MEB tarafından merkezi olarak tutulan, elektronik veri tabanında bulunan, okullara ve öğrencilere ait bilgilere ulaşabiliyorlar. Öğrencilerin ders notlarına kadar elde ettikleri bu bilgileri, kendi ticari karları için kullanıyorlar. Çocuğun zayıf olduğu dersleri dahi belirterek, veliler üzerinde, bu setlerin alınması halinde, çocuğun başarılı olabileceği algısını yaratıyorlar. Özellikle, babaları ve anneleri, çocukların yanında, psikolojik baskı altına alarak eğitim setlerini satmaya çalışıyorlar.”
Atahan, pazarlamacıların velilerin güvenini sağlamak için, “Bu ürünü istemiyorsanız iade edebilirsiniz, bu sizin hakkınızdır” diyerek, velileri ikna ettiğini, satıcıların süreç içinde vatandaşın cayma hakkını kullanmasını önlemek için bazı taktikler uyguladığını söyledi. Atahan, “Genellikle verdikleri adres ve telefonlardan pazarlamacılara daha sonra ulaşılamıyor. Tüketici, burada cayma bildirimini mutlaka yazılı olarak ya da kalıcı veri saklayıcısı ile yapmalı. Satıcı veya sağlayıcı cayma bildiriminin ulaştığı tarihten itibaren, 14 gün içinde malı geri almak zorunda” dedi.
Atahan, okullara ve öğrencilere ait verilerin kötü niyetli firmaların eline geçmemesi için yetkilerin dikkatli olması gerektiğini söyleyerek, şu uyarılarda bulundu:
“Gelen satıcının Ticaret İl Müdürlüğü’nden alınmış geçerli bir yetki belgesi olup olmadığını kontrol ediniz. Sözleşmeyi imzalanmadan önce, önemli konu ve bölümlerinin özetlendiği ön bilgilendirme formunu isteyiniz ve inceleyin. Ayrıca sözleşmeler yazılı olarak düzenlenmeli. Sözleşmeyi mutlaka tarih atarak imzalayınız ve bir örneği mutlaka alınız. Cayma hakkınızın kullanmanız engelleniyorsa, derneğimizden veya en yakın tüketici örgütünden yardım isteyiniz veya sözleşmeye konu ürünün değerine göre, Tüketici Hakem Heyetine veya Tüketici Mahkemesine başvurun.”
Öte yandan söz konusu satışlardan dolayı mağduriyet yaşayanlar, MEB’in “Alo 147 Danışma Hattı” veya resmi internet sitesi “www.meb.gov.tr’deki ilgili bölüme durumlarını bildirebilirler.