Üniversitelere akademisyen yetiştirmek amacıyla kurulan Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) kaldırıldı. Artık öğretim üyeleri cari usulle yani başvurdukları üniversitelerin uyguladığı sınavın ardından alınacak. Yükseköğretim Kurulu (YÖK), kararın gerekçesi olarak üniversitelerin kadro istememesini gösterdi. Ancak akademisyenlere göre bu gerekçe yeterli değil. Çünkü ÖYP’nin, yani puana göre yapılan merkezi atamanın kaldırılması üniversitelerde kadrolaşmanın ve torpilin kapılarını aralayabilir.
ÖYP‘nin Yüksek Öğretim Kurulu tarafından kaldırılmasının ardından ‘torpil’ tartışmaları iyice alevlendi. ÖYP‘nin kaldırılmasının uzun vadede torpile sebep olacağını düşünenlerin sayısı bir hayli fazla.
YÖK: YAPIYLA UYUŞMUYOR
YÖK’ten yapılan açıklamada, bu kararın alınmasının altında yatan nedenler şöyle sıralandı:
Üniversitelerin ÖYP’nin kaldırılmasına yönelik talepleri, bu uygulamanın akademik camianın yapısıyla uyuşmaması ve yükseköğretim kurumları tarafından tercih edilmemesi sonucunda da her yıl kullanılmayan çok sayıda kadro.
YÖK’ün cari usulle araştırma görevlisi atamanın ‘torpil’ anlamı taşımadığı belirtilen açıklamasında,
Cari usulle atanma şartları ÖYP ile atanacak araştırma görevlilerinden daha da ağır. Örneğin, ÖYP kadrolarına başvurularda yabancı dil şartı bulunmazken, cari usulle atanacak araştırma görevlilerinin başvurularında en az 50 yabancı dil puan şartı bulunuyor.
ifadesine de yer verdi.
LİYAKATİN ÖNÜNE GEÇİLDİ
YÖK’ün gerekçelerini yeterli bulmayan, araştırma görevlileriyle ilgili daha önemli sorunlar olduğunu savunan akademisyen ve eğitimcilerin görüşleri ise şöyle:
Vahdet Özkoçak (Öğretim Elemanları Sendikası Başkanı): ÖYP kaldırıldığında sadece puanlara bakarak liyakatli bir şekilde araştırma görevlisi alımının önüne geçilmiş oldu. Yüksek lisans ya da doktora yapan geçici araştırma görevlisi kadrosu olan 50/d sorunu varken ÖYP’yi kaldırmak ne kadar mantıklı?
Prof. Dr. Tahsin Yeşildere (Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı): Üniversitelerin bilimsel ve akademik yönden niteliklerinin arttırılması için ÖYP’ye ne kadar karşı çıksak da, kayırmacılığın önüne geçmek açısından önemliydi. Kaldırılmasıyla ahbap-çavuş ilişkileriyle niteliksiz elemanların; akraba, eş-dost çocuklarının üniversitede istihdam edilmesi sağlanabilir. Üniversitelerin özgür bırakılması doğru ancak merkezi kriterler belirlenmeli. Aksi takdirde, önümüzdeki 5-10 yıl içerisinde üniversitelerdeki yapı tamamen bitebilir.
İlker Akçasoy (Eğitim-Sen Üniversiteler Şube Başkanı): ÖYP yeni kurulan üniversitelerin talep ettiği bir şeydi. Oralara öğretim üyesi yetiştirmek için kurulmuş bir programdı. Kaldırılmasıyla, bir kadrolaşma amacının güdüldüğünü net şekilde görebiliyoruz. Makbul bulunmayanların işten atılabilmesi için YÖK’e ve üniversite yönetimlerine ciddi kolaylık sağlanacak.
ÖYP VE CARİ USUL NEDİR?
ÖYP: Araştırma görevlileri için, lisans genel not ortalamasının yüzde 25’i ile ALES’te ilgili alanda alınan puanın yüzde 60’ı ve varsa yabancı dil puanının yüzde 15’i alınarak, bir ÖYP puanı hesaplanıyor. Adayların yerleştirilmeleri YÖK tarafından merkezi olarak ÖYP puanları esas alınarak gerçekleştiriliyordu.
CARİ Usul: ALES’te ilgili alanda alınan puanın yüzde 70, Yabancı Dil Sınavı’nda (YDS) yüzde 50 baraj şartı var. Adaylar başvurdukları üniversitelerde yazılı ya da sözlü sınava da tabi tutuluyorlar.
Hürriyet Eğitim