Haftaya pazartesi ilk ders zili çalacak. Okula yeni başlayacak minikler yoğun heyecan ve biraz da ‘korku’ içinde. Yard. Doç. Dr. Lütfü İlgar, öğretmenlerin okulun ilk günü yapması ve yapmaması gerekenleri anlattı. Prof. Dr. Ayşe Rodopman Arman’ın ise, okula gitmek istemeyen çocukların ailelerine bazı tavsiyeleri var.
İstanbul Üniversitesi Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Yard. Doç. Dr. Lütfü İlgar’a göre öğretmenin en önemli görevi; öğrencilere eğitimi sevdirmek. “Öğretmeni sevmek ile okula, derse ilgi duymak ve başarılı olmak arasında yüksek bir ilişki var” diyen İlgar, öğretmenlerin yapması ve yapmaması gerekenleri şöyle sıralıyor:
İLK GÖZLEM ÇOK ÖNEMLİ
İlk gözlem önemli olduğu için öğretmenler her gün özenerek giyinmeli. Okulun ilk gününde, abartmamak kaydıyla bu özen daha fazla olmalı. Öğrencilerini mümkünse sınıfın kapısında, bir ev sahibinin misafirini karşıladığı gibi güler yüzle, mutlu olduğunu belli ederek ve söyleyerek karşılamalı. Olanaklar ölçüsünde ikramlar da yapabilirler.
TANIŞMA MONOTON OLMAMALI
İlk günkü tanışma da çok önemli. Öğrencilerle tanışma monoton şekilde yapılmamalı, öğretmenin yaratıcılığıyla ilerlemeli. Çocuklar; anlayışlı, sevgi ve saygı dolu, aynı zamanda disiplinli bir öğretmenle karşı karşıya olduklarını ilk derste hissedebilmeli. Öğretmen daha ilk gün duruşuyla, bilgisi ve görgüsüyle öğrencilerine güven vermeli, onlara birlikte geçirecekleri öğrenme saatlerinin çok verimli olacağını hissettirmeli.
EĞLENCELİ BİR ETKİNLİK
Öğretmen, okulda varoluş nedeni olan öğrencilerine kavuştuğu için her zaman heyecanlı ve enerji dolu olmalı. Heyecanını ve enerjisini kaybeden bir öğretmenin, öğrencilere verebileceği bir şeyin olmayacağı bilinmeli. Öğretirken haz almalı, mutlu olmalı ve bunları da öğrencilerine hissettirebilmeli. Branşı ne olursa olsun derse yönelik ilgi çekici, oyunla karışık bir etkinlik yaptırmalı ki, çocuklar ilk günden o dersten korkmasın ya da hafife almasınlar. Eğlenerek öğreneceklerinin farkına varsınlar.
ÖNCE SOHBET
İlk gün kesinlikle ders yapılmamalı. Ders yapmak için bolca zamanı bulunduğunun farkında olarak; öğretmen kendisini ‘öğrencilerin bilmesi gerektiği kadarıyla’ tanıtmalı, ardından kendilerini tanıtmalarına fırsat vermeli. Çekingen olanları konuşmaya teşvik etmeli, öğrencileri ile gelecek planları, tatilleri gibi konularda konuşmalı. Sohbet sonunda, birlikte geçirecekleri bir yılla ilgili hedeflerden onları haberdar etmeli. Dersin içeriği, sınavlar, kazanacakları edinimler hakkında açıklayıcı bilgiler vermeli. Sınıf kuralları da ilk gün öğrencilerle belirlenmeli.
‘DERS ZOR’ MESAJI VERMEK YANLIŞ
Kendisinin ve dersinin zor olduğunu söyleyerek öğrencileri korkutmamalı. Tam aksine çalışan herkesin başarılı olacağı, hepsinden başarı beklediği ve buna inandığı mesajını vermeli.
ONLARI DİNLEMEK VE DİKKATE ALMAK GEREKİR
Hemen ilk günden ödev vermekten kaçınılmalı. Eğer öğrencileriyle yeni tanışıyorsa, ders işleyiş stilinden, beklentilerinden bahsetmeli, aynı şekilde onların bu dersten beklentilerini dinlemeli ve dikkate almalı.
ÖĞRENCİLERE İSİMLERİYLE HİTAP ETMEK ETKİLEYİCİ OLUR
Öğrencilere ismiyle hitap etmek çok önemli. Daha okullar açılmadan öğrencilerin ismini kayıt evraklarından öğrenmek ve ilk anda ismiyle hitap etmek onları çok olumlu yönde etkileyebilir.
ARKADAŞMIŞ GİBİ GÖRÜNMEMELİ
Okulda ilk gün öğrencilerle arkadaş(mış) görünümü vermemeli. İstese de arkadaş olamayacağını, zaten onların gerçek dostlarının bulunduğunu hissettirmeli. İlgili, samimi, prensipli ve disiplinli olduğunu öğrencilerine yansıtmalı.
ROL MODEL OLARAK DAVRANIŞLARA DİKKAT!
Çocuklara ve gençlere insan olmanın gereklerini öğretemeyen bir eğitimci başarısız demektir. Görevi çocuk ve gençleri eğitmek ve öğretmek olan bir öğretmen, her yönüyle öğrenciler için önemli bir rol modeli olarak söz ve davranışlarına dikkat etmeli.
Yarıyıl tatili 22 Ocak’ta
Milli Eğitim Bakanlığı takvimine göre 28 Eylül’de ders başı yapacak öğrenciler, 22 Ocak 2016 Cuma günü karne alacak. Yarıyıl tatili ise 25 Ocak-5 Şubat 2016 olarak belirlendi. İkinci dönem, 8 Şubat 2016 Pazartesi günü başlayacak ve 10 Haziran 2016 Cuma günü sona erecek. 2016-2017 eğitim öğretim yılında ise okullar 19 Eylül 2016’da açılacak.
Okula gitmek istemezse ne yapmalısınız ?
Prof. Dr. Ayşe Rodopman Arman (Marmara Üniversitesi Eğitim Araştırma Hastanesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı): Çocuk okula gitmek istemiyorsa, onun anne-babası ya da güven duyduğu biriyle okula gitmesi desteklenmeli. Gerektiğinde bu kişi, çocuk kendini rahat hissedinceye kadar kısa bir süre sınıfta oturmalı, kademeli olarak sınıf kapısının dışında, okul kantininde ve daha sonra da okul bahçesi gibi uzaklıklarda durmalı. Çocuk ısrarla sınıfa girmek istemiyorsa; ilk günlerde okulun bahçesine, sonra okul içine, daha sonra sınıfa sokulması; önce bir saat, sonra yarım gün, sonra tam gün okula gitmesi sağlanarak, adım adım okulla buluşturulması çocuğun korkusunun azalmasına yardımcı olur. Okula gitmeme durumu ne kadar uzarsa, sorunun çözümü o kadar zorlaşır. Çocuğun mümkün olduğu kadar çabuk, yeniden okula devam edebilmesini sağlamak gerekiyor. Okul kaygısı tüm bu yaklaşımlara rağmen devam ediyorsa, konuyla ilgili kuruluşların yanında bir çocuk psikiyatri uzmanına da yönlendirilmesi gerekir.
Hürriyet Eğitim