İstanbul’da düzenlenen Somali Yüksek Düzeyli Ortaklar Forumu kapsamında Türkiye’de bulunan BM Genel Sekreter Yardımcısı Jan Eliasson, dün Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ile bir araya gelerek, başta Suriyeli mülteciler konusu olmak üzere 23-24 Mayıs ‘ta Türkiye’de düzenlenecek Dünya İnsani Zirvesi’nin hazırlıkları ve insani yardım konuları hakkında görüşmelerde bulundu. Görüşmede Bakan Avcı, 450 bin Suriyeli çocuğa eğitim vermek için çalıştıklarını belirterek, uluslararası topluluğun gereken duyarlılığı göstermediğini dile getirdi.
Bakan Avcı, görüşmede, Nisan 2011’den itibaren Türkiye’de geçici koruma altında bulunan Suriyelilere yönelik eğitim öğretim hizmetlerinin koordinesinin Millî Eğitim Bakanlığı’nda oluşturulduğunu belirtti. Son verilere göre Türkiye’de 5-17 yaş arası okul çağında 750 bin Suriyeli’nin bulunduğunu vurgulayan Bakan Avcı, “Bunlardan yaklaşık 325 bin öğrenci eğitime dâhil edildi. 2015-2016 eğitim öğretim yılı sonuna kadar yaklaşık 450 bin Suriyeli çocuğun okula erişimini hedefliyoruz. Suriyeli öğrenciler; kamp içindeki geçici eğitim merkezlerinde, kamp dışında kurulan geçici eğitim merkezlerinde ve Bakanlığımıza bağlı resmî okullarımızda eğitim hizmetlerinden yararlanıyor” diye konuştu.
Geçici eğitim merkezlerinin; betonarme, çelik konstrüksiyon, prefabrik, konteyner veya çadırlardan oluştuğunu dile getiren Bakan Avcı, “AFAD tarafından 70’in üzerinde okul inşa edildi. Resmî ve özel okullarımızdan yaklaşık 200 okul binası yarı zamanlı olarak tahsis edildi, ayrıca 100 kadar da müstakil bina belediyeler veya sivil toplum kuruluşları desteği ile bakım onarımları yapılarak geçici eğitim merkezine dönüştürüldü” dedi.
BİN TÜRK, 11 BİN 500 GÖNÜLLÜ SURİYELİ ÖĞRETMEN GÖREV YAPIYOR
Bakan Avcı, şu bilgileri verdi:
“Suriyeli öğrenciler devlet okullarında Türkçe müfredat ile; geçici eğitim merkezlerinde ise Bakanlığımızca özel olarak oluşturulmuş ders çizelgeleri üzerinden kendi dillerinde bir müfredat ile eğitim alıyor. Arapça müfredata haftada ortalama 5 saat Türkçe eklenerek süreç içerisinde öğrencilerin Türkçe öğrenmesi hedeflendi. Geçici eğitim merkezlerinde yaklaşık bin Türk ve 11 bin 500 gönüllü Suriyeli öğretmen görev yapıyor. UNICEF ile yürütülen çalışma kapsamında yaklaşık 10 bin gönüllü Suriyeli öğretmene destek veriliyor. Bu öğretmenlerden kamp içinde çalışanlar 600 lira, kamp dışında çalışanlar 900 lira ücret alıyor. Geriye kalan yaklaşık 1.500 öğretmen diğer sivil toplum kuruluşları tarafından destekleniyor.”
Halk eğitimi merkezleri aracılığıyla kamplarda ve şehir merkezlerinde, Türkçe öğretimi başta olmak üzere beceri edindirme ve hobi alanlarında yaklaşık 4 bin 200 kurs açıldığını dile getiren Bakan Avcı, bu kurslardan 130 binin üzerinde Suriyelinin yararlandığını bildirdi. Suriyeli çocukların örgün eğitime kazandırılması ve yaklaşık 450 bin sayısına ulaşılabilmesi amacıyla birtakım faaliyetler planlandığını belirten Avcı, “Bakanlar Kurulu’nca alınan karar gereğince geçici koruma sağlanan yabancılara çalışma izni verildi. Suriyeli ailelerin eğitime erişim fırsatlarından haberdar edilmesi ve bilinçlendirilmesi çalışmaları yapılıyor. İhtiyaç sahibi Suriyeli çocukların ailelerine çocukların okula devam etmeleri koşulu ile şartlı eğitim yardımı yapılması öngörülüyor. En az 100 yeni okul binası inşa edilerek geçici eğitim merkezi olarak tahsis edilmesi, en az 50 okul binasının daha yarı zamanlı geçici eğitim merkezi olarak Suriyeli öğrenciler için tahsis edilmesi planlanıyor. 450 bin öğrenci için eğitim öğretim materyali ve kırtasiye malzemesi hazırlanması ve dağıtımı ön görülüyor” dedi.
ARTIK BİZ DE ULUSLARARASI CAMİAYI ALKIŞLAMAK İSTİYORUZ
Bakan Avcı, BM’den beklentilerini ise şöyle aktardı: “Uluslararası topluluğun bu konuda gereken duyarlılığı gösterdiğini söyleyemem. Geçen hafta beni ziyarete gelen Avrupa Birliği’nden bir büyükelçiye de söyledim. Kendisi eğitim alanında yaptıklarımızı ne kadar takdir ettiklerini, alkışladıklarını söyledi. Bende kendisine artık alkışlanmak istemediğimizi; alkışlamak istediğimizi belirttim. Bu bağlamda biz de uluslararası camiayı alkışlamak istiyoruz. Sizin de bu konudaki katkılarınıza güveniyoruz.”
TÜRKİYE’NİN MÜLTECİLER İÇİN YAPTIKLARI ÖNEMLİ
BM Genel Sekreter Yardımcısı Eliasson ise, Türkiye’nin Suriyeli mülteciler için yaptığı eğitim yatırımlarının takdire şayan olduğunu vurguladı. Eliasson, Suriyeli sığınmacılara ilişkin Gaziantep’te bir gün önce konteyner ve çadır kente gerçekleştirdiği ziyaretten bahsederek, Suriyeli ailelerle ve çocuklarla bir araya geldiğini belirtti. Gördüklerinden çok etkilendiğini ifade eden Eliasson, Türkiye’nin Suriyeli sığınmacılar için yaptıklarının insanlık adına çok önemli olduğunu söyledi. Eliasson, sığınmacılara sadece yiyecek ve barınak sağlamanın yeterli olmadığını, bu kişilerin hayata tutunmaları için eğitimin çok önemli olduğunu ifade etti. Londra’da gerçekleştirilen toplantıda mültecilerin eğitim, sağlık ve barınmalarının önemine değinilerek bu hizmetler için fon ayrılması gerektiğinin konuşulduğunu hatırlatan Eliasson, burada mülteciler için en önemli hizmetin eğitim olduğuna karar verdiklerini hatırlattı.
SURİYELİ SIĞINMACILAR GELECEKLERİNİ TÜRKİYE’DE KURUYOR
Gaziantep’te gezdiği okullarda hem Türkçe hem Arapça müfredatla eğitim verildiğini gördüğünde çok şaşırdığını ve bu konuda Millî Eğitim Bakanlığı’nın yaptığı çalışmaları takdirle karşıladığını söyleyen Eliasson, Gaziantep’te görüştüğü insanların çoğunun ülkelerine geri dönmek istediklerini, bu bakımdan bu insanlara kendi müfredatlarıyla eğitim verilmesinin bu insanların geleceği için doğru bir yatırım olduğunu vurguladı. Eliasson, savaş şartlarının daha uzun yıllar sürebileceği ihtimaline karşı bu çocukların geleceklerini Türkiye’de kurmaları gerekebileceği düşüncesiyle Suriyeli öğrencilerin Türkçe müfredatla eğitim almalarının da çok doğru bir karar olduğunu belirtti.
Eliasson, UNICEF temsilcilerinin ve diğer BM kuruluşlarının Millî Eğitim Bakanlığı’yla Suriyeli öğrencilerin eğitimi konusunda çalışmaya hazır olduklarını söyledi. Bugün İstanbul’da düzenlenen Somali Yüksek Düzeyli Ortaklar Forumu Altıncı Toplantısı’na katılacağını bildiren Eliason, Türkiye’nin bu toplantıya ev sahipliği yaptığını belirterek, Türkiye’nin dünyanın her yerindeki sorunlara karşı olan duyarlılığını takdir ettiğini ifade etti.