YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, tıp ve hukuktan sonra mühendislik fakültelerine de ziraat, su ürünleri ve orman fakülteleri hariç en düşük başarı sırasının 240 bin olacağını açıkladı. 2015’te en düşük başarı sırasının 252 bin civarında olduğunu belirten uzmanlar, bu yıl barajın yaklaşık 12 bin öğrenciyi etkileyeceği düşüncesinde. Uzmanlar, belirlenen barajın bu bölümlere öğrenci alımında çok etkili olmayacağı belirterek, “2015-ÖSYS kapsamında yapılan ilk yerleştirmelerde, mühendisliklere giren öğrencilerin en düşük başarı sırası 252 bin ile 20 bin 900 arasında değişiyor. Örneğin uzay mühendisliğine yerleşen en son öğrencinin başarı sırası 20 bin 900 iken; tekstil, metalurji ve malzeme, matematik, kimya, jeoloji, gıda, enerji sistemleri gibi mühendislik alanlarına yerleşen en son öğrencinin başarı sırası barajı ise 252 bin” diyor.
MF-4’TE BARAJI AŞAN YERLEŞİYOR
Eğitimciler, mühendisliklere getirilen başarı sırası barajının tıp ve hukuk fakültelerindeki kadar anlamlı olmayacağını savunuyor. Çünkü, mühendislik alanlarını yazan MF bölümündeki 500 bin öğrencinin ancak 252 bini bu bölümlere yerleşiyor. Bunun için de yapmaları gereken şey LYS’de soruların yüzde 20’sini yapmak. Yani tercih yapmak için gereken 180 barajını geçen bir öğrenci mühendislik alanlarını yazabiliyordu, bu yıl da değişen çok fazla bir şey olmayacak. 2015’te bir mühendislik alanına en son yerleşen öğrencinin başarı sırası barajı 252 bin iken, 2016’da 240 bin olacak. Bu durumda da, eğitimcilere göre mühendisliklere getirilen başarı sırası barajı yaklaşık 12 bin öğrenciyi etkileyecek.
Devlet ve vakıf üniversitelerinde etkilenen bölümler
ÖSYM’nin, 2015 verilerine göre devlet üniversitelerindeki çevre, ağaç işleri ve endüstri, deniz ulaştırma işletme, enerji sistemleri, fizik, gemi makineleri işletme, gıda, imalat, jeofizik, jeoloji, kimya, kimya ve süreç, maden, makine ve imalat, malzeme bilimi, matematik, metalurji ve malzeme, petrol ve doğalgaz, peyzaj, tekstil ve yazılım mühendisliklerini etkiliyor. Bu bölümlere 2015-ÖSYS ilk yerleştirmeler kapsamında en son yerleşen öğrencinin başarı sırası 247 bin ile 252 bin arasında değişiyor.
Vakıf üniversitelerinde ise daha çok programın etkilendiği dikkat çekiyor. Bunlardan bazıları şöyle:
Bilgisayar, bilgisayar ve yazılım, biyomedikal, deniz ulaştırma işletme, elektrik elektronik, elektronik ve haberleşme, endüstri, enerji sistemleri, gemi inşaatı ve gemi makineleri, gıda, harita, inşaat, işletme, makine, makine ve malzeme, malzeme bilimi ve nanoteknoloji, mekatronik, mücevherat, otomotiv, uzay ve yazılım mühendislikleri.
Mezunların yeterliliğini garanti etmez
Prof. Dr. Ahmet Acar (ODTÜ Rektörü): Şu anda 240 bin barajının neye göre konulduğunu bilmiyoruz. Bununla ilgili detaylı bir açıklama yapılmadı. Herhalde YÖK’ün bir raporu olacaktır, açıklanınca daha detaylı bir yorum yapılabilir. Ancak genelde şu çok açık, yükseköğretimde kapasite arttı, kitleselleşme sağlandı ama ciddi kalite sorunları var. Bunu aşmak için giren öğrencinin düzeyi üzerinden bir kısıtlıma getirilmeye çalışılıyor ama bu tek başına mezun olan mühendislerin yeterliliğini garanti etmeyecektir. Öğrenci niteliği çok önemli ama güvence altına almak için eğitim sürecinin şekillenmesi, akreditasyon sağlanması gerekiyor, mezunların takibi yapılmalı, belki mesleki yeterlilik sınavları uygulanmalı.
Mühendislik Dekanları Konseyi’nin (MÜDEK) önerisi, böyle bir sıralamadan daha çok MF-4 türünden sınavın her bir parçasında yüzde 10 net istenmesiydi. O tercih edilmedi. Sonucunda bu sıralamanın nasıl bir başarıya karşılık geldiğini söyleyebilecek durumda değilim. Uzun vadede eğitim düzeyi, ortaöğretimdeki başarı artarsa 240 binin daha aşağısında kalan öğrenciler de olabilir. 240 bin de yeterli olmayabilir. İkincisi eğer bir giriş puanı üzerinden kısıtlama yapılacaksa MÜDEK’in önerdiği cinsten bir kıstas anlamlı olabilir. Ama amaç daha nitelikli öğrenciler yetiştirmekse, öğrencileri girişte kısıtlamak yeterli olmaz altyapı, öğretim üyesi niteliğine bakarak sürecin güvence altına alınması, mezunların başarılarının değerlendirilmesi ve belki mesleki yeterlilik sınavının olması ve bu sınavı veren kuruluşun da kesinlikle bağımsız bir kuruluş olması çok önemli. Yurtdışındaki örneklerde de genelde bunu meslek kuruluşları yapıyor. Kalite kurumu devreye girecek, belki o belli boşlukları dolduracaktır. Şu anda biraz geç kalmış bir denetleme gibi görünüyor.
Baraj geçici bir çözüm
Prof. Dr. Muhammed Şahin (MEF Üniversitesi Rektörü): Bence girişe bir baraj konulması geçici bir çözüm. Daha çok vakıf üniversiteleri olumsuz etkilenecek. Böyle bir baraj girdi kalitesini kontrol altına alıyor fakat çıktının kalitesini garantilemiyor. Yani ilk 1000’den, 5 binden öğrenci alabilirsiniz ama yine ilk 1000 ya da 5 bin başarı sırasına uygun mezun verebiliyor musunuz? Benim önerim mesleki yeterlilik sınavlarının getirilmesi. Amerika’da yetkin mühendis olabilmek için bir sınav var. Aday son sınıfta ya da mezun olduktan sonra bir sınava giriyor. Sonra 5-6 sene deneyim kazanması için çalıştırılıyor. Daha sonra da ikinci aşama sınavına giriyor. Bunu başarıyla geçenler yetkin mühendis olabiliyor. İlerleyen dönemlerde de her yıl meslek odalarından, üniversitelerden vs. 10-15 kredi eğitim alması isteniyor ki, kendisini geliştirebilsin. Türkiye’de de mesleki yeterlilik sınavlarının devreye sokulması lazım.
Laboratuvarı, profesörü olmayan fakülteler var
Mehmet Soğancı (Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Yönetim Kurulu Başkanı): En son 240 bininci öğrenciyi mühendisliklere almaktan öte şunu düşünmek gerekiyor: Herhangi bir üniversiteden mühendis çıkar mı, çıkmaz mı? İsterseniz ilk 10 binden öğrenci alınsın mühendislik fakültelerinde birçok sorun var. Hiç profesörü olmayan, laboratuvarı olmayan fakülteler var. Ama bunlar istisnai bir durum değil, hemen hemen yarısında durum böyle. Bu fakültelerden mühendis çıkmaz. Bir diğer konu da neden 210 bin değil de 240 bin sınırı getirildi? Bu kısıtlamaya neden ihtiyaç var? YÖK’ün bunları açıklaması gerekiyor. Çünkü karar alma süreçleri de sıkıntılı.
En çok vakıf üniversiteleri etkilenecek
Salim Ünsal (Kültür Temel Liseleri Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı): 2015-LYS’lerde 589 bin 576 öğrencinin Matematik-Fen (MF) puanları hesaplandı. MF puanı hesaplananlardan 338 bin aday zaten mühendislik yazmak için hesaplanan MF-4 puan türünde tercih hakkını elde ettiren 180 puan barajını geçememiş. Barajı geçmek için soruların yüzde 20’sini yapmak gerekiyor. Yani bu adaylar baraj konulmasa bile mühendislik tercihinde bulunamıyordu. Barajı geçenlerin sayısı ise 251 bin 576. Devlet ve vakıf üniversitelerindeki mühendislik alanlarına en son yerleşen öğrencilerin başarı sırası barajı da bu civardı. 240 bin barajının altında kalanların sayısı ise 11 bin 830 olduğu için, mühendisliklere baraj uygulamasından etkilenecek aday sayısı da 11 bin 830 oluyor. Bu durum en çok vakıf üniversitelerini etkileyecek. Çünkü vakıflarda bu bölümler zaten yüzde 45 dolulukla ilerliyordu ve öğrencisinin büyük bölümünü de 240-252 bin bandından alıyorlardı.