YÖK Üyesi Prof. Dr. Mehmet Şişman, sığınmacıların bir bölümünün Türkiye’de kalıcı olduğunu düşünerek meslek yüksekokullarında (MYO) atıl kalan kontenjanların Suriyeliler için değerlendirilmesi konusunda çalışma yaptıklarını söyledi.
Yaşar Üniversitesi’nde, Birleşmiş Milletler Eğitim Kültür ve Bilim Örgütü (UNESCO) Göç Kürsüsü tarafından “Yükseköğrenim ve Mülteciler” konulu panel düzenledi. Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Üyesi Prof. Dr. Mehmet Şişman, buradaki konuşmasında, yükseköğretim konusunda Suriyeli öğrencilerin taleplerini değerlendirmeye aldıklarını belirtti.
Suriyelilerin bir kısmının Türkiye’de kalıcı olduğu düşünülerek bir çalışma yürütüldüğünü söyleyen Şişman, şöyle konuştu:
“Meslek yüksekokullarında atıl kalan kontenjanlar mevcut. Bunları Suriyeli mülteciler için değerlendirme yoluna gireceğiz. Ayrıca yabancılara Türkçe öğretimi konusu da gündemde. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) 4 bin civarında öğretmen istihdam etmeyi planladı. Bunlara öncelikle formasyon eğitimi verilmeli. Konuyla ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”
Geçici Eğitim Merkezlerine yönelik eleştiriler
İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşegül Komsuoğlu da MEB verilerine göre 2014-2015 eğitim öğretim yılında 230 bin olan Suriyeli öğrenci sayısının, 2017-2018’de 550 bine kadar yükseleceğini, Suriyelilerde okullaşma oranının ise yüzde 30’dan yüzde 65’e çıkacağını belirtti.
Suriyeli öğrencilerin devlet okullarının yanı sıra 21 ilde bulunan 389 Geçici Eğitim Merkezlerinde (GEM) eğitim aldığını anlatan Prof. Dr. Komsuoğlu, şunları söyledi:
“Geçici Eğitim Merkezleri, Suriyeliler tarafından kurulan, Arapça müfredat takip eden, belediyeler, uluslararası kuruluşlar gibi kamu veya özel kaynaklarla fonlanan ve MEB tarafından akredite edilen alternatif okullar olarak tanımlanıyor ancak GEM’lerde eğitimin kalitesi ve içeriği ile ilgili çeşitli sorunlar mevcut.
Sınırlı akreditasyon olanağı, denetlemenin zor olması, yetersiz Türkçe dersleri gibi sorunlar bunlardan birkaçı. İzole edilmiş ve yetersiz öğrenme ortamı, birlikte yaşama kültürü oluşturmayı engelleyerek ayrımcılığı besliyor ve bu şekilde Suriyeli çocuklar, yaşıtları olan diğer çocuklarla hiçbir iletişime girmeden eğitim alıyorlar.”
