Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, “Genel bir öğretmen sürgünü ya da proje okullarına rastgele öğretmen ataması söz konusu değil. Belli bir amaç doğrultusunda, belirli alanlarda çeşitli projelerle, protokollerle eğitim ve öğretimin kalitesi artırılması hedefleniyor” dedi. Bakan Yılmaz, Türkiye genelinde 163 proje okulu bulunduğunu belirterek, bunlardan 6’sının Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü’ne bağlı olduğunu söyledi.
Yılmaz, TBMM Genel Kurulunda, HDP’nin, hakkında verdiği gensoru önergesinin gündeme alınıp alınmayacağına dair görüşmelerde Hükümet adına söz aldı.
Halkın en çok ilgilendiği ve Hükümetin de en çok önem verdiği alanlardan birinin eğitim olduğunu söyleyen Yılmaz, bu alanda tüm siyasi partilerin yapıcı eleştirilerine açık olduklarını, onlardan faydalandıklarını ve faydalanmaya devam edeceklerini belirtti.
Gensoru önergesinin özellikle 4 konudan oluştuğunu, bir tanesinin proje okullarını kapsadığını anlatan Yılmaz, proje okullarıyla ilgili kanuni düzenlemenin 2014 yılında yapıldığını söyledi. Bu düzenlemeyle Milli Eğitim Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin personel atamasıyla ilgili ekler yapıldığını anlatan Yılmaz, şöyle konuştu:
“Bu kanuna göre yurtiçi veya yurtdışında yerli veya yabancı kurum ve kuruluşlarda veya başka ülkelerden işbirliği anlaşması çerçevesinde kurulan ulusal veya uluslararası proje yürüten, belirli bir eğitim reformu ve programlarını uygulayan okulların ‘proje okulu’ olarak kapsama alınacağı belirtilmişti. Yine bu düzenlemede öğretim üyelerinin de proje okullarında görevlendirilebileceği belirtilmişti. Proje okullarına alınma süreci yönetmelikte belirtildiği üzere proje okulu kapsamına alınması için oluşturulan komisyonun proje okulu olarak önerilen okulların değerlendirilmesi müteakip yönetmelikte belirtilen kriterleri sağlayan okulların bakan onayıyla proje okul kapsamına alınmasıyla tamamlanıyor. Proje okulu uygulanmasındaki temel gaye, eğitimde kaliteyi artırmak, başarılı uygulaması olan okulların başarısını devam ettirmek, uygulanan özel projenin başarılı olmasını gerekli desteğin Bakanlık tarafından verilmesini sağlamaktır.”
Türkiye genelinde 163 proje okulu bulunduğunu belirten Yılmaz, bunlardan 6’sının Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü’ne bağlı olduğunu söyledi. Okullarda özel program uygulandığını anlatan Bakan Yılmaz, Adana, İstanbul, Konya’da sektörel alanlarla ortak protokol kapsamında yapılan okulları örnek gösterdi.
Kamuoyunda tartışılan ve gensoru önergesine konu olan proje okullarının genelde Ortaöğretim Genel Müdürlüğü’ne bağlı okullar olduğunu belirten Yılmaz, şu açıklamalarda bulundu:
“Bu birime bağlı 58 proje okulu bulunuyor. Bu okullarda ise akademik başarı ve akademik eğitim ön planda tutuluyor. Proje okulları yönetmeliğine göre, öğretmenlerin 4 yıllığına atanacağı, aynı unvanla aynı eğitim kurumunda 8 yıldan fazla süreyle yönetici veya öğretmen olarak görev yapılamayacağı kuralı da bulunuyor. İstiyoruz ki bu okullardaki başarıyı daha yukarıya taşıyalım. Mevcut başarılı öğretmenlerin başarısından diğer okullarımız da yararlansın. Başarı aşısı diğer okullarımıza da yapılsın. Bizim sadece 163 okulumuz yok, 7 bin 613 okulumuz ve 5,5 milyona yakın da öğrencinin sorumluluğunu taşıyoruz. Başarıyı sürdürmek ve daha da üst seviyelere taşımak istiyoruz.”
Bakan Yılmaz, İstanbul Çapa Fen Lisesi’nde proje okulu olmadan önce 49 öğretmen bulunduğunu belirterek, proje okulu olduktan sonra bu okuldan öğretmen alınmadığını, boş olan 4 kadroya da yüksek lisans ve doktora yapmış öğretmen atandığını söyledi.
İzmir Karşıyaka Cihat Kora Anadolu Lisesi’nden 24 öğretmen alınıp, 40 öğretmen ataması yapıldığını anlatan Yılmaz, İstanbul Kadıköy Atatürk Fen Lisesi’nden de 3 öğretmen ayrıldığını yerine 6’sı yüksek lisans veya doktora yapmış 9 öğretmen atandığını belirtti. Buna benzer çok sayıda örnek olduğunu anlatan Yılmaz, şöyle konuştu:
“Genel bir öğretmen sürgünü ya da proje okullarına rastgele öğretmen ataması söz konusu değil. Belli bir amaç doğrultusunda, belirli alanlarda çeşitli projelerle, protokollerle eğitim ve öğretimin kalitesinin artırılması hedefleniyor. 163 proje okuluna bir bütün olarak bakıldığında mevcut öğretmen sayısı 4 bin 86’dır. Bu öğretmenler arasında yeni görevlendirme yapılmadan önce yüksek lisans yapan öğretmen sayısı 132 idi. Atamalardan sonra yüksek lisans yapan öğretmen sayısı 186 oldu.”
Atamalar yapılmadan önce doktora yapan öğretmen sayısının 2 olduğunu, şimdi ise bu sayının 19’a yükseldiğini dile getiren Yılmaz, “Yapılan tercihler doğru ve daha kaliteli eğitim vermeye devam edeceğiz. Dolayısıyla ‘Bu okulların öğretmenlerin kalitesinin düşürüldüğü’ iddiası doğru değil. Bizim her bir öğretmenimiz değerli” dedi.
Proje okullarına en fazla ilginin İstanbul’da verildiğini söyleyen Yılmaz, İstanbul’daki proje okullarında toplam öğretmen sayısının 1492, proje okullarından ayrılan öğretmen sayısının ise 275 olduğunu bildirdi. Bu rakamın toplam öğretmen sayısının yüzde 18’ini oluşturduğunu belirten Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:
“Proje okullarından kalan öğretmenlerin yüzde 82’si devam ediyorsa burada ‘okulların dönüştürüldüğü’ iddiası da doğru değildir. Buradan başka okullara tayin olan öğretmenlerimiz de bu okullara bizim dönemimizde atandı. 13 yıldır iktidardaysak herhalde bu öğretmenleri biz atadık. Bizim dönemimizde kiminin görev yeri değiştirildi, bizim dönemimizde atanan, yine bizim dönemimizde 13 yıl sonunda görev yeri değiştiriliyorsa ‘Burada bir kadrolaşma çabası var’ sözü de doğru değil.”
“Elinizi vicdanınıza koyun…”
Okullarda 25, 23 ve 21 yıl görev yapan öğretmenlerin yerlerinin değiştirildiğini anlatan Yılmaz, öğretmenlere hizmetleri için teşekkür etti.
Sözleşmeli öğretmenlik konusu gündeme geldiğinde 4 yıl süresi şartını hatırlatan Bakan Yılmaz, “Bu süre fazla diyenler, proje okullarında 28, 29 yıl öğretmenlik yapanların süresine herhalde fazla demiyorlardır diye düşünüyorum” dedi.
Yönetmelikte, öğretmenlerin yurdun çeşitli bölgelerinde görev alacağı yönünde bir ibarenin söz konusu olduğuna dikkati çeken Yılmaz, “Elinizi vicdanınıza koyun da karar verin, 29 yıl bir okulda görev yapmış, sonra yine aynı ilde bir başka yere tayini çıktığında ‘Sürgün oldum’ diyor ve buna da itibar ediliyor” diye konuştu.
Bakan İsmet Yılmaz, “Son bir yılda Mardin, Diyarbakır, Hakkari, Şırnak ve Van’da toplam 3 bin 814 dersliği olan 242 okulumuz terör örgütü tarafından kundaklanarak kullanılamaz hale getirilmiştir” dedi.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde terör nedeniyle zaman zaman eğitim ve öğretimin aksadığını söyledi. Okulların içerisinde öğrenci var mı yok mu diye bakmadan molotof atılan, okul yakılan bir terör ortamında mümkün olduğunca eğitim vermeye gayret ettiklerini anlatan Yılmaz, “Son bir yılda Mardin, Diyarbakır, Hakkari, Şırnak ve Van’da toplan 3 bin 814 dersliği olan 242 okulumuz terör örgütü tarafından kundaklanarak kullanılamaz hale getirildi. Bu okullardan 189’u, 29 milyon lira harcanarak tekrar halkımızın hizmetine sunuldu. 27 okulun onarımı mümkün olmadığı için yıkıldı. 8 okulun onarım çalışmaları da devam ediyor” dedi.
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde onarımı tamamlanan 3 okulun yeniden kundaklandığını anlatan Bakan Yılmaz, yörede eğitimle bölgeye aydınlığın gelmesini istemeyenlerin, cehaletin devam ederek fakirliğin sürmesini isteyenlerin var olduğuna işaret ederek, “Onlar istemeseler de aydınlık gelecek, karanlık son bulacaktır” diye konuştu.
“147 bin telafi eğitimi gören öğrencimiz olmuştur”
Terör baskısından bunalan ve bölge dışına nakil olmak isteyen öğrencilere nakil imkanının da tanındığını belirten Yılmaz, şöyle devam etti:
“Bu imkandan ilköğretim düzeyinde 90 bin 793, orta eğitim düzeyinde de 30 bin 948 olmak üzere toplam 121 bin 741 öğrencimiz yararlanarak taban puan şartı aranmaksızın başka okullara nakledildi. Ara tatil döneminde 672 gönüllü öğretmenin katkısıyla 12 bin 524 öğrenciye yatılı telafi eğitim programı uygulandı. Telafi eğitimleri eğitim öğretimin ikinci yarı yılı itibarıyla sokağa çıkma yasağı biten ilçelerdeki bütün öğrenciler için mahallinde, sokağa çıkma yasağı devam eden ilçelerdeki öğrenciler için sınav takvimi nedeniyle 8 ve 12’nci sınıf öğrencileri merkeze alınarak yatılı devam etti.
İkinci yarı yıl itibarıyla sokağa çıkma yasağının devam ettiği süre boyunca Diyarbakır’ın Sur ilçesinde 8 ve 12’nci sınıf öğrencilerine Yenişehir ilçesinde, Şırnak il merkezi, Cizre, İdil ve Silopi ilçelerindeki öğrencilere Batman il merkezinde, Nusaybin ilçesindeki öğrencilere Mardin il merkezinde, Yüksekova ilçesindeki öğrencilere Van ve Hakkari il merkezinde telafi eğitimleri verildi. Sokağa çıkma yasağı biten ve eğitim öğretim faaliyetleri başlayan Sur, Cizre, Silopi ve İdil ilçelerindeki tüm öğrencilere mahallinde telafi programı eğitim öğretim yılı boyunca, Yüksekova’da ise eğitim öğretim yılının bitmesine ek olarak bir hafta ilave süre ile verilmiştir. Özet olarak toplamda 147 bin telafi eğitimi gören öğrencimiz oldu.”
Süreç boyunca 6 bin 187 öğretmenin görev yaptığını belirten Yılmaz, yapılan telafi eğitimlerinin tamamında eğitim öğretim faaliyetlerinin yanı sıra sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlerin planlandığına değindi. Yılmaz, telafi eğitimlerine devam eden öğrencilere aylık 100 lira da destekte bulunulurken düzenlenen kampanyalar dahilinde bölgeye ulaştırılan kitap sayısının da 150 bin olduğunu söyledi.
Yılmaz, yörenin öğretmensiz kaldığı iddiasının da doğru olmadığını söyleyerek, “Bakanlığımız her eğitim öğretim yılında öğretmenlerin çoğunu bu yöreye atıyor. En son yapılan atamalarda öğretmenlerin yüzde 91’inden fazlası yine bu yörede görevlendirildi” dedi.
Öğretmen sınavları
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, 1973 yılında çıkan Milli Eğitim Temel Kanunu kapsamında öğretmenin, sınıfa girmeden önce mülakat sınavına tabi tutulmasının öngörüldüğünü belirtti.
Kanunun, aday öğretmenlerin en az bir yıl fiilen çalışması ve performans değerlendirmesine göre başarılı olması şartlarını sağlamak kaydıyla sözlü sınava alınmasını içerdiğine dikkati çeken Yılmaz, şunları söyledi:
“Bakanlığımız, ihtiyacı olan öğretmeni almak için KPSS’den 50 puan ve üzeri not alanlar arasından, ancak alınacak kadronun da 3 katı kadar aday mülakata çağırdı. Mülakatlar 15 Ağustos ile 28 Eylül arasında yapıldı. Bu mülakatta da 18 ilde 300 komisyon oluşturuldu. 1000’e yakın kişi görev aldı. 53 bin 674 aday mülakata alındı. Mülakat sonuçları 28 Eylül’de açıklandı. Ataması yapılan öğretmenlerle il milli eğitim müdürlüklerinde birer yıllık sürelerle sözleşme imzalanacak. Öğretmen performansa bağlı olarak bu süre 4 yıla kadar da uzatılabilecektir. 4 yıl başarılı hizmet sonunda kadrolu öğretmen statüsüne geçirilecek.
Toplam atanan öğretmenlerin 16 bin 895’i Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinde öğretmen açığı olan illere atandı. Atama sonrası öğretmen doluluk oranı Güneydoğu Anadolu’da yüzde 89’a, Doğu Anadolu’da yüzde 90’a çıktı. Bu orandaki bir atama Cumhuriyet tarihinde bir ilk. Bundan dolayı da gensoru verilmesi yeridir. Diğer 5 bölgeye atanan öğretmen sayısı 1611, oranı yüzde 8,71’dir.”
“Reis kimdir denildiğinde herkesin aklına bir şey geliyorsa…”
Bakan Yılmaz öğretmenlere sorulan sorularla ilgili de çok geniş bir heyet tarafından hazırlanan soruların her türlü bilimsel incelemeden de geçtiğini bildirdi.
Komisyonun adaylara iki soru yönelttiğine dikkati çeken Yılmaz, şunları söyledi:
“Sorular her adaya farklı zarflardan birini seçmek suretiyle kapalı zarf içinde sunuldu. Adayın seçtiği zarftan çıkan sorular kendisine yöneltildi. Ayrıca soruları yüksek sesle okuyup ardından imzalanması da istendi. Bu sorular, ‘Eğitim hayatın kendisidir, açıkla’, ‘bilgi vermektense bilgiye nasıl ulaşılacağını öğretmek daha önemlidir, açıkla’ gibi… Ama hiçbir zaman ‘son yüzyıla yön veren lider kimdir, başkomutan kimdir, reis kimdir, hangi yurtta kaldınız, gezi olayları gibi sorular sorulmadı. Ama ‘yüz yıla yön veren lider kimdir’ denildiğinde, ‘başkomutan kimdir’ denildiğinde, ‘reis kimdir’ denildiğinde herkesin aklına bir şey geliyorsa bizim de yapacağımız bir şey yoktur diye düşünüyorum.”
Konuşmaların ardından HDP’nin, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz hakkında verdiği gensoru önergesinin gündeme alınması kabul edilmedi.
TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, oylamanın ardından, yarın saat 14.00’de toplanmak üzere birleşimi kapattı.
AA