Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, “Yeni müfredat taslağı için 165 bin 326 görüş geldi. Bize aktarılanlar, bir tecrübenin ürünü. Bu tecrübeleri dikkate alarak daha iyi bir müfredatı öğrencilerimizin önüne koyacağız” dedi. Bakan Yılmaz, din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin de zorunlu olarak okutulmaya devam edeceğini ve eskisinden daha iyi bir din kültürü programının hazırlanıp kamuoyuna açıklanacağını belirtti. Bakan Yılmaz ayrıca öğretmenlere rotasyon olmadığını da söyledi.
Üniversite sınavının yılda birden fazla yapılması için Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) çalışma yaptığını açıklayan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, üniversite sınavında çıkacak açık uçlu soruların ise önümüzdeki yıllarda yaygınlaştırılacağını belirtti. Bakan Yılmaz’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
ÖĞRETMENLER RAHAT OLSUN ROTASYON YOK
Normal olanı öğretmenlerimizin farklı bölgelerde görev yapmasıdır ancak rotasyon şu anda söz konusu değil. Öğretmenlerimiz rahat olsun.
GÖRÜŞLERİN ÇOĞU ÖĞRETMENLERDEN
Müfredatta Atatürk ve İnönü’den bahsediliyor. Tüm bu söylenenler önleyici propaganda. Biz bunları söyleyelim ki bunları yapmasınlar deniyor. Bu sadece önleyici propaganda. Yüzlerce teori var. Hepsini vermek durumunda değiliz. Üniversitede lisans düzeyinde evrim konusu işleniyor. Onunla ilgili bir şey yok. Müfredatta da zamanın ruhunu yakalamak lazım. Yeni müfredatta her öğrenilen şey hayata etki etmesi lazım, faydalı olması lazım. Öğrencilerin günlük hayatta faydalanabilmesi lazım. Lüzumsuz bilgilerden arındırmak gerekiyor. Önceliklerimizden biri öğrenmeyi öğretmek. Çocuklara merak duymayı, soru sormayı, analitik düşünceyi öğretirsek istediği bilgileri gider öğrenir. Şu ana kadar 165 bin 326 görüş geldi. Bunların çoğunluğu öğretmenlerden. Söylenmeyin söyleyin diyoruz. 10 Şubat’a kadar devam edecek. Bize aktarılanlar tecrübenin ürünü. Şu anki müfredattan daha iyi müfredat oluşturacağız. Sağlık Bakanlığı obezite büyük sorun diyor. Öyle bir müfredat yapalım ki öğrencilerimiz sağlıklı yaşamı bilsinler. Resmi, müziği, sporu öğretmek lazım. Ebru, hat sanatı bilmesi gerekir ki becerileri gelişsin. İleride hayatta başarılı olabilsin. Demokrasi, ilk yardım bunlardan birisi. Her bir kişi farklı öneri sunuyor. Ama bir dersi kaldırdığınızda binlerce öğretmeni norm fazlası durumuna düşüyorsunuz. Bir dersi arttığında ilave öğretmen ihtiyacı doğuyor.
GEÇMİŞTEN DAHA İYİ BİR MÜFREDAT
Din kültürü ve ahlak dersi için mevcut durumda bir vatandaşımız Türkiye’deki çoğunluk mezhebi yansıttığı, çocuğunun aileden aldığı dini bilgiyle okulda arasındaki farklar olduğu şeklinde AİHM’ başvurdu. AİHM bir karar verdi. Çoğunluk halkın inancına verilmesi makul ancak diğer insanların inancına ilişkin bilgileri verilmesi lazım. Biz din eğitiminin hiç olmadığı dönemlerden geçtik. 40’lı yıllarda CHP zamanında tekrar kondu çünkü hiç olmadığının sakıncaları görüldü. Seçmeli ders olarak da okutuldu. Ama seçenler ve seçmeyenler arasında psikolojik baskı oluşturdu. Dini ihmal ederek bir yere varılamaz. Sağlıklı din anlayışının evlatlarımıza verilmesi lazım. Farklılıkların zenginlik olduğunun evlatlarımıza verilmesi lazım. Dış İşleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı Diyanet İşleri, Alevi kanaat önderleri ve Bakanlığımızın oluşturduğu çalışma grubunun raporu var. Geçmişten daha iyi bir müfredatla halkımızın önüne çıkaracağız.
BİRDEN FAZLA SINAV İÇİN ÇALIŞILIYOR
Üniversite sınavlarının yılda birden fazla yapılması hükümet programında. Öğrenci hasta olduğunda, bir sıkıntıya düştüğünde bir yıl kaybediyordu. Esas yetki YÖK’te. YÖK belirleyecek. YÖK ile görüşüyoruz. Zamanı gelince onlar kamuoyuna açıklayacak. Medya okuryazarlığı dersi mutlaka verilmeli. Bir otobüste hatta mecliste bakıyorsunuz herkesin elinde cep telefonu var. Bağımlılık yapması doğru değil. Bunun için eğitim gerekiyor.
AÇIK UÇLU SORULAR YAYGINLAŞACAK
Evlatlarımızın her biri açık uçlu soruya geçilmesini istemiyor. Çocuklara soruyorum tatil ister misiniz? Evet diyorlar. Her talep doğru değil. Biz istiyoruz ki öğrenci analitik düşünsün, farklı düşünce ortaya koyabilsin. Doğru olan klasik, açık uçlu sorular. İnsanlar farklı cümleler kuruyor, farklı bakış açıları geliştirebiliyor. Diğer derslere de yaygınlaştırmayı düşünüyoruz. Öğrencilerin gerçeğe dayanmayan kaygılarını da dikkate almalıyız. Tedirgin etmeden elimizden geleni yapacağız. Açık uçlu sorular önemli bir dönüm noktası olacak. Önümüzdeki yıllarda bunu yaygınlaştıracağız.
2019’A KADAR BU ÜÇ HUSUSU HAYATA GEÇİRECEĞİZ
19’uncu MEB Şurası’nda alınan kararlardan biri ilkokulda tekli, okul öncesi eğitiminde tekli eğitime geçilmesi. Üç değişikliği önümüzdeki dönemde ulaşılması gereken hedefler arasına koyduk. Mutlaka tekli eğitime geçme, ikincisi okul öncesini zorunlu eğitim kapsamına alacağız. Üçüncüsü de evlatlarımız bir yabancı dil öğretebilmek lazım. İstiyoruz ki iyi bir yabancı dil bilsin. Hem ülkede hem yurtdışına çıktığında kullanabilsin. İnsanımızı yetiştirirken hem milli hem evrensel yapmak istiyoruz. Evrenseli yakalamak için mutlaka yabancı dil bilmesi gerekiyor. İlkokulda sınırlı olarak yabancı dil var. Çünkü önce kendi anadilini bilsin, temelleri oturttuktan sonra öğrensin. Lisede bunun verilmesi geç olabileceği için ilkokul 5’te sınıfı yabancı dil ağırlıklı olacak. Hem derslik hem öğretmen konusunda arkadaşlar çalışma yapıyor. Pilot illerden başlamak üzere önümüzdeki yıl bunu uygulayacağız. 2019’a kadar bu üç hususu hayata geçireceğiz.