Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Erciyes Üniversitesi 40. kuruluş yıl dönümü ve fahri doktora takdimi töreninde yaptığı konuşmasında, “Üniversitelerimizde tek tipçiliğe karşıyız” dedi.
İHA’nın haberine göre; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, düzenlenen törende, “Kayseri’de dolu dolu bir gün yaşadık. Üniversitelerin destek olmadığı bir kalkınma hamlesinin hedefine ulaşması mümkün değildir” dedi.
“16 YIL ÖNCE BURS OLARAK 45 TL VERİLİYORDU”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Erciyes Üniversitesi’nin kalitesi yurt dışında da gayet iyi biliniyor. Şehir ile kurduğu yakın ilişkinin üniversitemize de ciddi faydaları oldu. Önümüzdeki süreçte üniversitemizin reel sektörle geliştirdiği iyi ilişkileri, Kayserili hemşehrilerimizle oluşturduğu gönül bağını geliştireceğine inanıyorum” diyerek şunları söyledi: “Ülke olarak 16 yılda çok büyük bir dönüşüm yaşadık. Üniversitelerimizin standardında da büyük başarılara imza attık. Şu gerçeği görmemiz lazım, 76 üniversiteden aldığımız bu sayıyı 206’ya çıkardık. Almanya seyahatimde sordum Şansölye 3 milyon üniversite öğrencisi olduğunu söyledi bizim de yaklaşık 8 milyon. Keyfiyette iyi değilsek bile yarın inanıyorum ki keyfiyette de biz onları yakalayacak ve aşacağız. Bunu hocalarımızla yapacağız. Onun için hocalarımız da kendi değerlerini eserleri olan öğrencileriyle yükseltecektir. 16 yıl önce burs olarak 45 TL veriliyordu. Bir lisans öğrencimize 500 TL, yüksek lisansa bin, doktora öğrencilerine 1500 TL vermiş olacağız.
Bütün bu yatırımlar üniversitelerin, öğrencilerin ve ailelerin omzundan büyük bir yükü almıştır. Uzun yıllar üniversiteler öğrenci olayları veya ideolojik dayatmalarla gündeme geliyordu. Kapılarında gözyaşı döken başörtülü kızlarımızla gündeme geliyordu. Bizim öğrenciliğimiz sağ-sol çatışmalarının kasvetli dönemine denk geldi. Biz öğrenciye üniversiteyi aratmadık, üniversiteyi öğrencinin ayağına götürdük, en büyük başarımız buradadır. 80 öncesinde sahnelenen oyunun ilk defa başımıza gelmediğini de biliyoruz. 1960 darbesi ile başlayan kötü gelenek birçok üniversitemiz tarafından sürdürülmüştür. Özellikle 28 Şubat döneminde mevcut hükümeti devirmek için oluşturulan 5’li çeteye kimi profesörlerin verdiği destek unutulmayacaktır. Destek vermekle kalmamış, yönettikleri üniversitelerini Nazi kamplarına çevirmişlerdir. Üniversiteyi birincilikle bitiren başörtülü kızımıza diplomasını vermedikleri gibi ağzını kapatarak aşağı indirdiler. Neymiş başında başörtüsü varmış. İşte bu millet bunları affetmedi ve affetmeyecek. Siz uzaya füze gönderdiniz de başörtüsüne mi takıldı? Öbür tarafta birincilikle bitirecek kalkıp da bırakın diplomasını vermeyi tekme tokat sahneden dışarı atacaksınız. Bir baba olarak benim bunu kabullenmem mümkün değil. Buradaki hocalarımızın o sıkıntılı dönemlere ya hoca ya da akademisyen olarak şahit olduklarını düşünüyorum. Ben bir siyasetçi olarak benim kızım ülkemde başörtülü olarak okuyamayacak gidip Amerika’da İngiltere’de başörtülü olarak okuyabilecek. Bu ne büyük çelişkidir? Ülkelerine gittiğim zaman bana o liderler ‘nasıl olur’ diye sordu. ‘Sizin ülke Müslüman değil mi’ dediler, ‘halkı Müslüman’ diyebildim.
“TÜRKİYE’NİN TÜM ZENGİNLİKLERİ ÜNİVERSİTELERİMİZDE DE OLMALIDIR”
Türk üniversitelerinin tarihlerinin en özgür dönemlerini yaşadıklarını gayet iyi biliyoruz. Hiçbir medeni devlet terörün üniversitelerde mayalanmasına müsaade etmez. Berlin veya Paris’te terör eylemi sırasında hayatını kaybeden teröristleri anma törenine rastlamazsınız. Terör savunuculuğunu devletin kendisine sağladığı imkanlarla yapmak kimsenin hakkı ve haddi değildir. Belli ideolojik kimliklerin belli üniversiteleri esir aldığının farkındayız. Bunların zamanla değişeceğini adımız gibi biliyoruz. Biz her alanda olduğu gibi üniversitelerde de tek tipçiliğe karşıyız. Toplumsal farklılığımızın üniversitelerimize de yansımasına önem veriyoruz. Türkiye’nin tüm zenginlikleri üniversitelerimizde de olmalıdır. Hayatın her alanında başarının anahtarı, sıkıntılar karşısında yılmadan hedeflerimiz karşısında yol almaktır. Bahanelere sarılarak başarı sağlanmaz. Asıl mesele sorumluluklarımızı yapmak ve zoru kolay kılacak güçlü bir iradeye sahip olmaktır. Biz 16 yılda bunu başardık. Bir an olsun karamsarlığa kapılmadık. Eski Türkiye sevdalılarının menfi propagandalarına kulak asmadık.”
Erciyes Üniversitesi Senatosu kararı ile sağlık yönetimi alanında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ‘Fahri Doktora’ verildi.