Kışın gelmesi ile birlikte çocuklarda nezle, grip sezonu da açıldı. Bu salgınların yayılmasının nedenlerinden biri de kalabalık okul ortamları. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rukiye Eker Ömeroğlu, “Çocuğunuza doktor tavsiyesi olmadan asla antibiyotik vermeyin” diye aileleri uyardı. Bu hastalıkları ve alınabilecek önlemleri anlattı.
Okullarda öğrencilerin birbirleriyle yakın temasta olması bulaşıcı hastalıkların yayılmasını kolaylaştırıyor. Ancak ailelerin çocuklarını salgınlardan koruması mümkün. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rukiye Eker Ömeroğlu, yaygın görülen hastalıkları ve önlemleri şöyle anlatıyor:
En sık görülen bulaşıcı hastalıkların başında üst solunum yolları enfeksiyonları geliyor. Her yıl buna yol açan onlarca virüs ile salgınlar oluyor. Bu virüslerin yayılmasına neden olan ortamlardan biri de, kalabalık okullar. Bakteriyel ajanlardan halk arasında ‘beta’ olarak anılan, ‘A grubu beta hemolitik streptokoklar’ da Türkiye’deki üst solunum yolu enfeksiyonlarının en önemli nedeni ve ne yazık ki zamanında tedavi edilmezse ‘akut romatizmal ateş’ ile sonlanarak çocuğun kalp hastası olmasına yol açabiliyor.
Döküntülü hastalıklar kolay bulaşan diğer grup. Son yıllarda aşılarla kızamık, kızamıkçık ve su çiçeğine az rastlanıyor. Ancak aşısı olmayan ve parvovirüs virüslerin neden olduğu ‘beşinci hastalık’ küçük salgınlara yol açabiliyor. ‘Kabakulak’ da rutin aşılamalarla az görülüyor.
Döküntülü bakteriyel hastalık ‘meningokoksemi’ ve menenjite neden olan ‘meningokok’larla ortaya çıkan salgınlar ise en korkulanı. Bazen ortak besinde üreyen bir bakterinin sebep olduğu bağırsak enfeksiyonları, bazen de rotavirüs gibi virüsler nedeniyle olabiliyor, ciddi salgın yaratabiliyor. Son yıllarda yeni aşıların sonucu yüz güldürücü.
Hepatit A virüsü de enfekte dışkılarla temas sonucu kolay bulaşıyor, ancak rutin aşılama ile rastlanma sıklığı azaldı.
BUNLARA DİKKAT!
1- AŞI İLK ÖNLEM
Türkiye’de uygulanan takvim, birçok ülkeden daha fazla sayıda aşıyı kapsıyor. Ancak son yıllarda hurafelere inanan bazı aileler, bu uygulamaya karşı çıkıyor. Bu kesinlikle yanlış. Doğumdan itibaren rutin aşı takvimine mutlaka uyulmalı.
2- İYİ BESLENME ŞART
Vücut direncinin kuvvetlenmesinde en önemli faktörlerden biri, iyi beslenme. Aynı ortama giren milyonlarca virüsün bazılarını hasta edip diğerini edememesinin nedeni, çocuğun o andaki vücut direnci. Vitaminlerden zengin sebze ve meyve ağırlıklı, yeterli protein içeren beslenme bunu sağlayabiliyor. Kahvaltı, öğünler içinde en önemli olanı. Çocuklar hiçbir zaman kahvaltı etmeden okula gönderilmemeli.
3- TEMİZ OLMAYI ÖĞRETİN
Çocuğa temizlik eğitimi verilmeli. Ortak kullanılan alanlarda özellikle tuvaletlerde kapı tokmakları, musluk vanaları gibi noktaların çok fazla mikrop içerdiği, bu nedenle sık sık el yıkamak gerektiği çocuğa anlatılmalı. Özellikle yemek öncesi buna dikkat etmesi sağlanmalı. Ortak alanlarda tuvalet ihtiyaçlarını giderdikten sonra su yerine tuvalet kağıdı kullanmaları önerilmeli. Ellerini ağızlarına götürmemeleri de tembih edilmeli. Tabii yerken kullanacakları çatal, kaşık gibi materyallerin temizliğine de dikkat etmeleri öğretilmeli.
4- KALIN GİYDİRMEYİN
Çocuğun giysilerinin hava, servis ve okul ortamının sıcaklığına göre ayarlanması, değişen ısılara uyum sağlayacak şekilde giydirilmesi gerekiyor. Kolay giyilip çıkarılabilen yelek gibi ek giysilerle bu sağlanabilir. Aşırı kalın kıyafetlerle ortaya çıkabilecek terlemenin, solunum yollarını döşeyen hücrelerin mikropları geriye doğru iten tüycük hareketlerini bozmasıyla hastalıklara zemin hazırladığı biliniyor. Yani terleme, üşümeden daha fazla oranda hastalanma nedeni.
5- GÜNEŞE ÇIKARIN
D vitamini sadece kemik büyümesi ve gelişmesinde değil, vücut direnci ve savunmasında da önemli etkenlerden biri. Kışın soğuk bile olsa güneşli günlerde çocuk dışarı çıkarılarak güneş ışığı alması sağlanmalı. Yaz boyu alınan D vitamini de faydalı olur.
6- STRESTEN UZAK TUTUN
Beynin de hastalıklara karşı savunmada çok önemli rolü olduğu unutulmamalı. Bu nedenle, çocukların psikolojik yönden desteklenmeleri ve stresten uzak tutulmaları gerekiyor. Sınav dönemleri bu açıdan en zor zamanlar. Anne-babaların, çocuklarının sağlıklı ve mutlu olmalarını, başarıya tercih etmeleri gerekiyor.
Hemen antibiyotiklere sarılmayın!
Prof. Dr. Rukiye Eker Ömeroğlu, çocuk hastalanınca yapılması gerekenleri şöyle anlatıyor:
Öncelikle bir çocuk doktoruna götürülmeli. Bunun hemen mümkün olmadığı ve bulguların hafif olduğu durumlarda evde verilebilecek ilaçlar var. Hafif ateşte, ateş düşürücüler alınabilir. Doktor tavsiyesi olmadan asla antibiyotik kullanılmamalı. Boğaz ağrısında beta olasılığını yok etmek için doktor muayenesi gerekir. Burun akıntısı, hafif öksürük için piyasadaki ilaçlar kullanılabilir. İshal için sıvı desteği ve diyet yeterli. Ancak su kaybı oluşturacak kadar ciddi kusma ve ishallerde acil tedavi gerekir.
Hürriyet Eğitim