Özel Ders
Öğrenciler neden okumalı

Öğrenciler neden okumalı ?

Son günlerde, okumayı ve yazmayı nasıl öğrendiğimizle ilgili beni rahatsız eden bazı yorumlar var.

Ben daha önce de burada söylediklerimi yazmış ve söylemiştim, ancak hiçbir zaman söylemeye çalıştıklarımı tam olarak söylemedim, çünkü gerçekten ne anlama geleceğinden emin değildim. Okulların onu nasıl sınırlandırdığı ile ilgili bir şeyler bunlar. Yani “Edebi kültür”.  Onu sterilize edin. İnsani durumlarından bir okul konusu ve sizin için iyi olana kadar temiz bir şekilde ayırın, bunu bütünüyle yapmalısınız ve bir gün bunu yaptığınız için minnettar olacaksınız.

Aynı diş ipi kullanmak gibi.

ÇÖZÜMLEME VE KAVRAMA

Okuma, öğretildiği gibi, bir beceridir.

Bu kısmen tanım gereğidir. “Okuma” kelimesi birtakım fikri temsil etmektedir. O bir fiildir, ancak neredeyse dıştan bir isim gibi çalışan edilgen bir süreç ve benzer bir fikirdir de. Okuma, metin üzerinden yazar ile okuyucunun bilincini bir araya getiren bir tür akım yaratabilir.

Ve bu gerçekleştiğinde, üç tür de yok olur. Okuyucu, yazar ve metin yoktur, daha ziyade dünyadan uzakta, fikirlerle dans eden sadece bir zihin vardır. Bu en iyi ihtimalle ve kötü derecede romantik bir senaryodur ve anlatmaya çalıştığım her ikisi de değil.

Bu yüzden, eğitim. Bir öğretme ve öğrenme meselesi olarak, okuma kesinlikle ikoniktir. Okumayı öğretmek biz –öğretmenlere-, genellikle çözümleme ve kavramanın yanlış satırlarını parçalara bölmeyi gerektirir. Çözümleme kısmı harf ve seslerin bir karışımıdır. İkili harfler, haylaz öbekler, düzensiz kelimeler ve örüntü tanımalar. Fonemler (Fonetik alfabesinin her bir ses birimi). Bu, kelimenin tam anlamıyla ağzınız ile sesler yerine kağıt üzerinde alfanumerik karakterler ile yapılan (zaman içinde yolculuk yapabilen) yeni bir dili konuşmayı öğrenmektir. Bu beyninizde başlar, beyninizde biter ve özümseyebilirseniz zihninizde sonuçlanır.

Bununla birlikte kavrama ise midenize yakın bir yerlerdedir. Bu daha çok metabilişsel (üst düzey düşünme) ve kişiseldir, içsel sembollerin okuyucuyu bir yerlere götürdüğü, kendi şema ve arka plan bilgisinden yararlanan, sembolleri tanıyabildikleri şeylere dönüştüren, ruhları hareketli ve canlı olan. Bu anlamlandırma yapan bir kişidir. Ne kadar çılgın değil mi? Bir öğretmen okumayı öğretmek istediğinde, bir seçim yapmak zorundadır: çözümlemeyi öğretmek, kavramayı öğretmek ya da her ikisini birleştirmeyi denemek.

Bu aslında mutlak bir sorun değil. Ya da daha iyi anlamaya çalıştığım gibi bir sorun. Amaçlarının tümüne bakıldığında, pedagoji özünde yıkıcıdır. O, değiştirmeyi, düzeltmeyi, karıştırmayı, geliştirmeyi, başkalaştırmayı, azaltmayı ve arttırmayı ister. Başka bir deyişle, okuma hızı, kelime haznesi, ana fikir çıkarma, yazar, amaç ve detaylar ile değerlendirilen fiil okuma becerisi üzerine odaklanmayı ve bir milyon sessiz emekçi okuyucunun okumanın başında imha edebildiği türden duyguları yoluyla bir metnin açılımını yapmayı sağlar.

Varsayım olarak biri eğer okursa, ve daha da okursa, daha sonra da hep okuyacaktır. Bu eğitimin nasıl gelişeceğini empoze eden yararlı bir evrendir. Düşünün :

Yetenekler alışkanlılara karşı.

Eğilimler yeterliliklere karşı.

Kabiliyetler sevgilere karşı.

Çocuğu öğretmek yerine içeriği öğretmeye odaklandığımızda, çocuğu kaybederiz. Haliyle, müfredat merkezli, veri tabanı dayanaklı, kurumsal odaklı sanayiler haline geliriz ve dilimiz bu yaklaşımı yansıtır. İlerle. Kabul et. Reddet. Devret. Hata yap. Kayıt ol. Kaydet. Uzmanlaş. Değerlendir. İyileşme gözlendiğinde, her zaman yaptığımız şeyleri nasıl yaptığımızı geliştirmek isteriz, ancak daha hızlı ve daha etkili şekilde. Öğrenciyi ve sığdırılan duyguları kırarız. Daha fazla öğrenmeye sebep olan, öğrencilere niçin yerine nasıl okuduklarını öğretmek kadar mantıklı çoklu süreçleri geliştirmek isteriz,.

Öğretilen edebi kültürün neden bana işkence yaptığını (şimdilik) düşünüyordum. Gereksiz bir belirsizlik ile oraya bitirmeye gidiyorken, bir şekilde yayınladım ve daha sonra okuyabilirim anlamında başımı salladım. Ta ki neden okumamız gerektiği hakkında Franz Kafka’dan bu notu okuyana kadar.

Bence sadece bizi yaralayan ya da bıçaklayan kitap türlerini okumamız gerekiyor. Eğer okuduğumuz bir kitap kafamıza vurarak bizi uyandırmıyorsa, niçin okuyoruz ki? Böylece yazdığınız şekilde bizi mutlu edecek midir? Yüce Tanrım, eğer hiç kitabımız olmasaydı, o zaman gerçek mutluluğu yakalardık ve bizi mutlu edebilecek kitapları biz kendimiz de yazabilirdik. Ancak bizim, bizi bir felaket gibi etkileyen, derinden üzen, kendimizden daha çok sevdiğimiz birisinin ölümü gibi kahreden, herkesten uzak ormanlara sürülmüşüz gibi, intihar gibi kitaplara ihtiyacımız var.  Bir kitap içimizdeki donmuş deniz için bir balta olmalıdır. Benim inancım bu.

Bir süre için okuduğumuzda, gerçekten okuduğumuzda, bizim büyük bir parçamız sessiz bir şekilde gelişir ve aksar, aklımızda yeni fikirler çözülmeye başlarken. Sonra, içeri bakarız, metne nabzımızı ve çıplak sinirlerimizi ortaya çıkarmak için derimizi ters çeviririz, sadece metnin ivmesine dayanmak için, benlik duygusunu arttırırız, daha sonra enkaz içinden araştırırız, her şey bittiğinde geride ne olduğunu görmek için.

Ve kim olduğumuzu buluruz.

Bu da öğrencilerin neden okuması gerektiğinin sebebidir.

Kaynak: http://www.teachthought.com/featured/why-students-should-read/

Çeviri: ozancorumlu.com

Bu yazı, ozancorumlu.com kaynak gösterilmeden başka internet sitelerince yayınlanamaz.

Değerlendirme

Bu yazı işinize yaradı mı ?
User Rating: Be the first one !

Hakkında Ozan ÇORUMLU

Eğitimci. Yıllardır özel ders verir. Bilgiyi paylaşmayı sever. Bu siteyle amacı, her öğrencinin, hakkı olan eğitim hakkından ücretsiz bir şekilde yararlanmasını sağlamak.

Buna da Göz At

13-Yaşına-Gelmeden-Önce-Oğlunuza-Öğretmeniz-Gereken-13-Şey

13 Yaşına Gelmeden Önce Oğlunuza Öğretmeniz Gereken 13 Şey

43Paylaşım Facebook’ta Paylaş31 Twitter’da Paylaş2 Beğen!6 Yorum Yaz1 Facebook Messenger’da Paylaş Pinterest3 WhatsApp LinkedIn0 Print0 …

4 Yorum

  1. Berkant Çağın

    Hocam sizce istanbuldaki en iyi sağlık lisesi nedir ?

  2. Berkant Çağın

    Ozan hocam bana yardımcı olabilirmisiniz ?Bnm puam 424 mevlana anadolu lisesinde okuyorum 9. Sınıfım ama kafamda bir takım sorular var sizce böyle bi anadolu lisesinden sağlık lisesine nakil yapmalımıyım meslek garantisi olduğundan ?

    • Merhaba Berkant.

      Sağlık meslek lisesi demek garanti meslek demek değildir. Hangi okuldan mezun olursan ol olay sende bitiyor. O yüzden okulun kalitesine önem vermeni tavsiye ederim. Ayrıca meslek olarak ne olmak istediğinle de alakalı bir durum.

Tartışmaya Katılın

Öğrenciler neden okumalı ?

Share via

İletişim

Bu bölümden sitemiz hakkında yorum, görüş ve isteklerinizi, hak ihlallerini, Özel Ders ve Reklam/Sponsorluk taleplerinizi iletebilirsiniz.

Kişisel bilgileriniz kesinlikle 3. kişilerle paylaşılmaz.

Teşekkürler!
Mesajınız bize ulaştı.
24 saat içerisinde size geri dönüş yapacağız.

Bunu arkadaşınla paylaş